Sözcü’den Özgür Cebe’nin haberine göre, Gökçe, Okkan’ın öldürülmesinden iki gün sonra yakalandı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava sırasında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde öğrenim gören Gökçe akıl sağlığının yerinde olmadığını belirtince mahkeme İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk etti. Raporda, Nizamettin Gökçe’ye şizofreni tanısı konuldu ve akli dengesinin yerinde olmadığı bildirildi.
İstanbul Adli Tıp Kurumu ile Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde 2001-2022 yıllarında tedavi gören ve düzenli heyet kontrolünden geçen Nizamettin Gökçe’nin sağlık durumuyla ilgili Adli Sağlık Kurulu raporları da düzenli olarak mahkemeye iletildi.
Fakülteyi Bitirip Hekim Oldu
Ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açılan ancak akıl sağlığı yerinde olmadığı için hakkında durma kararı verilen Nizamettin Gökçe, yarıda bıraktığı okuluna devam etti. Gökçe Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirir bitirmez önce adını Ahmet Deniz Gökçe olarak değiştirdi. Ardından da AKP'li Sağlık Bakanlığı tarafından doktor olarak ataması yapıldı.
Aile Hekimi Olarak Görev Yapmış
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun İstanbul Sağlık İl Müdürü olduğu dönemde Hizbullah tetikçisi Nizamettin Gökçe, Bahçelievler İlçe Sağlık Müdürlüğü bünyesindeki Soğanlı Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yaptı.
Yeniden Ceza Alınca Kaçtı
Sanık hakkında durma kararı veren mahkeme heyeti Gökçe’nin adını değiştirip doktorluk yapması ve hastalığında iyileşme emaresi görülmesi nedeniyle yargılamanın kaldığı yerden devamına karar verip dosyayı 10 Ocak 2022 günü yeniden ele aldı.
Gökçe’ye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Mahkeme, sanığın Hizbullah askeri kanat sorumlusu Şahin Altunterin’e bağlı tetikçi olarak faaliyet yürüttüğünü, gizliliğini sağlamak için Mürsel kod adını kullandığını, örgüte özgeçmiş raporu verdiğini belirtti. Hakkındaki mahkûmiyet kararını duyan Ahmet Deniz Gökçe, doktorluk görevini bırakarak sırra kadem bastı.
Karar Yine Bozuldu
Halen yakalanamayan Gökçe’yle ilgili mahkûmiyet kararını ise Bölge İstinaf Mahkemesi dikkat çeken garip bir gerekçe ile bozdu.
İstinaf, sanığın "şifa bulup bulmadığı ve iyileşme gösterip göstermediğini dair 6 ayda bir rapor alınması gerektiğini, sanıkta halen aktif psikotik bulgu tespit edilemediği, ancak mevcut hastalığın kronik doğası gereği sürekli psikiyatrik takip ve tedavi edilmesi gerektiğini" belirtti.
Kararda cinayetlerin işlendiği tarihte akıl hastalığı bulunmadığı, ancak yargılama sürecinde cezai ehliyetini ortadan kaldıran akıl hastalığına yakalandığı vurgulandı. İstinaf suç tarihinden sonra ortaya çıkan akıl sağlığı ile ilgili şahıs sağlığına kavuşmadığı taktirde durma kararının kaldırılıp yargılamaya devam edilemeyeceğini bildirdi.
Ölürse Dosyası Açılacak
Sanık hakkındaki yakalama kararının infaz edilmesinin beklenilmesine, akıl sağlığı nedeniyle yargılaması durdurulan sanıkla ilgili davanın zaman aşımı süresinin dolması veya sanığın ölmesi halinde dosyanın durma kararına bakılmaksızın yeniden ele alınarak bu konuda karar verilmesine oy birliğiyle karar verdi.
