Geçenlerde medyadaki dostlarım ardı sıra Ağrı Eğitim ve Araştırma HASTANESİ'ni haberleştirmeye başlamışlardı.
Yazılanları okumaya başladım. Kim ne diyor, neden Araştırma Hastanesi HEDEFTE diye merak ediyordum.
Sonra bir baktım ki Ağrı'nın doktorsuzluktan harap olmuş, poliklinikler önünde inde sıra beklenen Araştırma Hastanesi, gerçekten eski devlet HASTANESİ aratmaz olmuş. Üniversitenin hastaneye tek gram katkısı olmadığı gibi döner sermayesinden faydalanıyor.
Dün akşamda Halil Yılmaz'ın bir KÖŞE YAZISINI okudum.
Kendisine geçmiş olsun öncelikle. Yaşadığı sorunu ve çözüm bulmayışını anlatmış. Orada Hastane MÜDÜRÜNE fena giydirmiş.
Haklısın Halil abi. Maalesef Hastanemiz elden GİDİYOR artık. Ve bunun sorumlusu da idarecilerimiz.
Sonra baktım ki Hastane Müdürü AÇIKLAMA YAPMIŞ ve diyor ki Kars, Ardahan ve Iğdır'dan hasta kabulü yapıyoruz diye. Kıymetli dostum Hüseyin Arslan'da bunu haberleştirmiş.
Hüseyin iyi bir GAZETECİ. Müdür konuşunca oda onun ağzından haberi geçmiş ajansına.
Hastanede bu açıklamayı en son yapacak kişi, HASTANENİN temizliği ve güvenliği ile ilgilenen kişidir aslında.
Maalesef temizlik işi bırakılmış açıklama hasta kabul dolayısı ile yapılıyor. ROL ÇALIYOR bir anlamda Müdür.
Hangi yetki ile yapıldığını bile bilmiyorum, lakin VALİ, SAĞLIK MÜDÜRÜ, BAŞHEKİM var iken idari görevi olan birinin sağlıkla ilgili açıklama yapmasını garipsedim.
Eskiden Milletvekilleri dışında kimse YAPMAZDI bu tip açıklamaları.
Anjiyo ünitesini HATIRLAYIN.
Hastane MÜDÜRÜNÜN haddinemiydi Anjiyoyu açıklaması.
Bazı işler HÜKÜMETİN yatırım alanına giriyor. Vekil, Vali, Sağlık Müdürü, Başhekim didinsin, çabalasın bir şeyler ortaya koymak istesin.
HASTANE MÜDÜRÜ kalksın o işi sahiplensin.
Herkes İŞİNİ YAPSIN lütfen.
Hastane müdürünün kendi alanına yönelmesini istiyor VATANDAŞLAR.
İlk zamanlarında onu buradan kendi satırlarımdan çok ÖVMÜŞLÜĞÜM var.
Çünkü o zaman HASTANE müdürüydü.
Bakıyorum da şu sıralar hastanenin basın sorumlusu yada SAĞLIK MÜDÜRÜ gibi davranıyor.
Hastanenin REZALET içindeki wc leri.
Hastanenin acil kısmındaki o İĞRENÇ görüntüler.
İnsanlığımızdan utandığımız, ışın hastanın üstüne çatı suyu akarken "soğukta bir şey yapamıyoruz" demeleriniz. Şimdi yaz mevsimi, onunla meşgul olda biz insan olduğumuzu sen müdür olduğunu hatırlamış ol.
Hastanenin düzelmeyen asansör sorunu (Hiç bir yerde yoktur yıllardır sorunlu asansör), düzelmeyen dı ş cephe sorunu. O taşlardan biri hastanenin önünde birini hastanelik etse hesabı kim verecek oda bilinmiyor.
Ağrı bir dönem BÜYÜKŞEHİR olmak arzusu taşıyordu. Bakıyorum da biz hak etmiyoruz büyümeyi. Devlet Hastanesi müjdeyle araştırma hastanesi oldu, sonra müjdeyle üniversiteye bağlandı kurtulduk dedik. Hastanemizi SAĞLIK OCAĞINA döndürdüler.
Şehrimiz köye benzemeye başlıyor. O halde bizi yönetenlerde MUHTARLAR olsun. Bundan öteye gidemiyoruz maalesef.
Yazık bu şehre ve bu ŞEHRİN İNSANLARINA
Umarım herkes HADDİNİ bilir ve haddini aşmaz.
Umarım herkes işini yapar ve bu ŞEHİRDE bir takım işler düzelir.
Yoksa Ağrı KÖYÜ, ağrı sağlık ocağı herkesin konuşacağı cümleler olur.