Gündem

Ferhat Göçer sağlıkta şiddet de değindi

Şarkıcı doktor Ferhat Göçer, Hülya Koçyiğit'in sunduğu 'Film Gibi Hayatlar' programına konuk oldu.

Hayata erken atıldığını belirten Ferhat Göçer, "Lisede ve üniversitede zorlandım. 16 yaşına basmadan tıp fakültesine girdim ve algılama zorluğu çektim. Doktor olmak gibi bir hayalim yoktu. O zamanlar daha çok anne ve babalar tercih yapıyordu. Tıp okurken müziğe başladım. Yani hayatımda aynı anda konservatuvar da vardı. Sadece müzikle devam etseydim, annemi ve babamı genç yaşta kaybederdim herhalde. Öğretmen bir anne ve babanın çocuğuyum, daha geleneksel bakış açıları vardı. Sürekli bir çalışma içinde, ne olduğunu anlamadan 35-40 yılım geçti. Şu anda hayatımın en sakin, huzurlu dönemini yaşıyorum. Çalışıyor gibi hissetmiyorum, sevdiğim şeyi yapıyorum" dedi.

Ünlü isim, müziğe ilk olarak nasıl başladığını şu sözlerle anlattı: “1994 yılından sonra Turkuvaz diye bir grup kurduk. Çeşitli yerlerde, ortaya karışık repertuvarımızı seslendiriyorduk. Çin restoranında bile çıktık. Ayın 23 gecesi çalışıyordum, bunun bedelleri de oldu. 2020 yılında çıkardığım 'Anadolu Aryaları Vol. 1' albümünde en çok etkilenerek okuduğum ‘Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme’ adlı türküydü. O zaman Ömür (Gedik) ile 1.5 ay kadar ayrılığımız olmuştu. O türkü beni çok etkilemişti.”53 yaşındaki şarkıcı, "Oyunculuk yapmayı düşünüyor musun?" sorusuna, "Neden olmasın? Konuk oyuncu olarak sevilen bir dizide olmayı ben de çok isterim" yanıtını verdi.

Sağlıkta yaşanan şiddet olaylarına da değinen Göçer, "Doktorluk yaparken bol bol dayak yemişliğim var. Doktorluk çok yüksek fedakârlık gerektiren bir meslek. Birçoğu zor şartlar altında çalışıyor. Sağlık personeline şiddetin ve hayatını kaybedenlerin haberini görünce içim kan ağlıyor. Bu konuda bilinçlenmeye, farkındalık yaratmaya ihtiyacımız var" açıklamasını yaptı.