"Tarafsız ve objektif idarecilerin göreve getirilmesini istiyoruz” "Tarafsız ve objektif idarecilerin göreve getirilmesini istiyoruz”

Memuru öldürdünüz. Helvası afiyet olsun…
Memura soğan ekmeğe muhtaç ettiniz..
Geçtiğimiz temmuz ayında memura verilen 19.3 lük zamla, memur fakirleşmeye devam etmiş, ve bu gün açıklanan % 1.03 enflasyon ile birlikte, ocak ayı memur maaşlarına yapılması öngörülen% 11.55 lik maaş artışı memura açlığa yoksulluğa doğru sürüklemektedir.
Yaklaşık olarak açlık sınırını 22 bin TL, yoksulluk sınırın 69 bin TL seviyelerine yükseldiği bu ortamda memura verilmesi beklenen % 11.55 lik zammın ekonomik olarak bir değeri kalmamakta ve memur her geçen gün yoksullaşmaktadır.
TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon rakamlarına göre, Aralık ayı enflasyonun % 1.03,
Bir başka bağımsız araştırma şirketine göre ise, Aralık ayı enflasyonun  yani yaklaşık 2.34 olarak çıkması kafaları karıştırmaya devam etmektedir.
TUİK’e göre yıllık enflasyon % 44.33, Bağımsız Araştırma şirketine göre ise yıllık enflasyon %83.40. ENEG’ın TÜİK’in enflasyonunun yaklaşık iki katı olmuştur.
Mevcut hükümet tarafından, 2025 yılı ocak ayından itibaren vergilere, cezalara, harçlara yapılan ortalama %44 lük zam ile, işçi, memur, emekli fakirleşmeye devam etmektedir.
Peki vatandaş %44.33 olan TÜİK’in enflasyonunu mu?  Vergi ve harçlara yapılan %44’lük hükümetin enflasyonunu mu? Ya da bağımsız araştırma şirketlerinin yaptığı ankete göre olan %83.40’lik enflasyona mı inanacak?
TÜİK’in hesaplamalarının sahada gerçeklerle uyuşmamasının bedelini, maalesef öncelikle aylığından başka geliri olmayan, memur, emekli, işçi ile dar gelirli vatandaşlarımız ödemektedir.
İçinde bulunduğumuz 2025 yılı Ocak ayından itibaren memur ve emekliye yapılması planlanan %15.75’lik maaş zammı, memur ve emekliyi açlığa ve sefalete sürükleyecektir.
Ve memurun alım gücünü bir kez daha düşürecektir.
2002 yılında en düşük memur maaşı ile 14,5 çeyrek altın alabiliyorken bu gün ancak yarısının alınabilmesi, 2002 yılında bir asgari ücretli 7 çeyrek altın alabiliyorken bu gün yarısını alabilmesi, memur emeklisinin maaşının yaklaşık %50 değer kaybetmesi olayın vahametini ortaya koymaktadır.
Yani 2002 den bu yana sabit ücretlilerin ücretleri altın ile kıyaslandığında yaklaşık %50 azalmıştır.
Eğer bu gün, yani 2025 ocak ayında, memur maaşlarını altına göre kıyaslarsak, memura, asgari ücretliye, emekliye % 100 zam yapmalısınız ki, 2002 deki alım gücüne ulaşabilsin.
Yaptığınız uygulamalarla, memurun itibarını yok ettiniz. Gözündeki ışıltıyı söndürdünüz.
Ocak ayında tüm vergi ve harçlara yaklaşık %44 zam yapanların, asgari ücrete %30, memura %11.55 zam yapmasının kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur.
Hedefiniz olan, memurun güvencesini belki kaldıramadınız. Ancak, memuru sefalete mahkum ederek, memurun itibarını da yok ettiniz.
Parti kontrolünde olan sarı sendikalara sesleniyorum. Nerede toplu sözleşmede aldığınız zamlar?
Biliniz ki, yaptığınız toplu sözleşmeler yok hükmündedir. Çünkü aldık dediğiniz tüm zamlar enflasyonun içinde kalmıştır. Hükümetin verdik dediği, sizin aldık dediğiniz enflasyon oranındaki zam zam değil, alım gücünü koruma çabasıdır ki, TÜİK’in hesaplarıyla yapılan zam ile de maaşların alım gücü korunamamaktadır.
Emin olun ki, memurlar için, yokluğunuz varlığınızdan daha iyi olacak. Gölge etmeyin yeter.
Tüm bu gerçekler ışığında ocak ayında memur ve emekliye yapılacak zam %30’un altında olmamalıdır.
Yıllar boyunca enflasyon altında alınan artışlar artık kamu çalışanları ve emeklilerinin alım gücünü düşürmüş, kirasını ve faturalarını ödeyememe noktasına getirmiştir.
Son bir yıllık sürede pek çok gıda ürününün %80-100 oranında arttığını bilmeyen yoktur herhalde. Memura verilmesi planlanan %11.55 zam vermek, ekonomik gerçeklerle uyuşmamaktadır.
Ayrıca memura verilen zammın kısa sürede memurun cebinden geri alınmasına sebep olan vergi dilimlerinin de %15olarak sabitlenmesi elzemdir.

Editör: Sercan Yılmaz