Teknolojik yenilikler, ruh sağlığı hizmetlerini de dönüştürüyor. Özellikle pandeminin ardından, çevrim içi terapiye olan ilgi hızla artıyor. Bu yeni yaklaşım hem erişim kolaylığı hem de esneklik sunarak bireylerin psikolojik destek alma biçimini yeniden şekillendiriyor. Peki, bu yükselişin ardındaki sebepler neler ve çevrim içi terapi neden bu kadar popüler oldu? Bu soruları 1001terapist.com platformunun uzmanlarından Psikolog Emre Gökçeoğlu’na sorduk.

Çevrim içi terapi, bireylerin internet üzerinden profesyonel psikologlarla görüşmesini sağlayan bir hizmet. Geleneksel yüz yüze terapinin aksine, bu yöntem fiziksel bir mekâna gitme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Böylece, zaman ve mekân kısıtlamaları olmadan destek almak mümkün. Bu yöntemin özellikle yoğun iş temposuna sahip kişiler ve uzaktan yaşayanlar için büyük bir avantaj sunduğu belirtiliyor.

Sağlıkta Yer Yerinden Oynayacak Sağlıkta Yer Yerinden Oynayacak

Bu hizmetin popülerliği, sunduğu pratiklikle de yakından ilişkili. Örneğin, online psikolog seçeneği sayesinde bireyler, evlerinin konforunda veya diledikleri herhangi bir yerde terapi seanslarına katılabiliyor. Üstelik, görüntülü, sesli veya yazılı iletişim seçenekleriyle kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuluyor. Bu esneklik, terapiye ulaşılabilirliği artıran en önemli faktörlerden biri olarak görülüyor.

Yüz yüze terapiye ilgi azalmadı

 

Çevrim içi terapi seçeneklerinin popülerliği artarken, yüz yüze terapiye de sıcak bakanların sayısında düşüş görülmedi. Örneğin, yine trafiğin ve mesafelerin uzun olabildiği başkentte yaşayanlar için Ankara psikolog hizmetleri, hâlâ yoğun olarak tercih ediliyor. Bu seanslar, ayrıca, yoğun şehir yaşamının yol açtığı stres ve kaygıyı azaltarak psikolojik sağlığı güçlendirmeyi ve yaşam kalitesini yükseltmeyi hedefliyor. Üstelik, her ile özel filtreleme seçenekleriyle en uygun terapisti bulmak artık çok daha kolay ve hızlı bir hâle geliyor.

Kırsalda yaşayanlar için kurtarıcı niteliğinde

Uzmanlar, çevrim içi terapinin sadece genç yetişkinler tarafından değil, her yaştan birey tarafından tercih edildiğini vurguluyor. Kırsal bölgelerde yaşayan ve profesyonel desteğe erişimi sınırlı olan kişiler için de bu yöntem bir kurtarıcı niteliğinde. Ayrıca, gizlilik kaygısı taşıyanlar için evden çıkmadan terapi alma imkânı, büyük bir rahatlama sağlıyor.

Bu hizmetin avantajları arasında uygun maliyet de yer alıyor. Geleneksel terapilere kıyasla daha ekonomik seçenekler sunan platformlar, ruh sağlığına yatırım yapmayı kolaylaştırıyor. Bununla birlikte, internet bağlantısı gibi teknik gereksinimler, bu yöntemin yaygınlaşmasında dikkat edilmesi gereken bir nokta olarak karşımıza çıkıyor.

Çevrim içi terapinin geleceği hakkında ise oldukça iyimser görüşler var. Gökçeoğlu’na gre teknolojinin gelişmesiyle birlikte, bu alanda daha yenilikçi çözümlerin ortaya çıkacağı düşünülüyor. Yapay zeka destekli ön değerlendirmeler veya sanal gerçeklik terapileri gibi uygulamalar, ilerleyen yıllarda bu hizmeti daha da erişilebilir kılabilir.