Sağlık Bakanlığının Bütçesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına TBMM Genel Kurulunda konuşan Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, sağlıkçıların atama sorunları ile hastanelerden randevu alamayan vatandaşların sorunlarını gündeme getirdi

“Sağlık günlük politikalarla yürütülmeyecek kadar yaşamsal öneme haiz bir konudur. Bu nedenle sağlıkla ilgili gerçekçi politikalar bir an önce hayata geçirilmelidir” diyen Kanko Mecliste yapığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; “ Vatandaş hastanelerden randevu alamıyor, MR, tomografi çekimlerine verilen uzun randevu süreleri ve ameliyatlar için hastalar aylarca sıra bekliyor, yoğun bakım ihtiyacı o kadar fazla ki bazen bir şehirden 300-400 km başka bir şehre hasta nakli yapılıyor. Diş tedavileri için 2 yıl sonraya gün veriliyor, hastalara ayaktan yazılan reçeteler üzerinden yüksek katkı bedelleri alınıyor, ilaçlar da uygun bir fiyatlandırma yapılmadığı için ülkeye ithal edilen ilaçlar bulunamıyor ve hastalıklar kronikleşiyor” ifadelerini kullandı.

39 Branşta 1 Milyona Yakın Sağlık Çalışanı Aylardır, Yıllardır Atama Bekliyor!

Yıllardır atanmayı bekleyen sağlıkçıların psikolojilerinin bozulduğunu belirten Kanko, “Öncelikli olarak sağlıkçılarımızın yoğun çalışma koşullarının düzenlenmesi adına eksik kadrolara gerekli atamalar yapılmalı, özlük hakları bir an önce iyileştirilmelidir.

Yıllardır atanamayan sağlıkçılarımızın psikolojini iyice bozdunuz!

Buradan Sayın Bakana çağrıda bulunmak istiyorum; atanamayan sağlıkçıların feryadın artık duyun Sayın Bakan.
Daha güçlü bir sağlık sistemi için 39 branşta 1 milyona yakın sağlık çalışanı aylardır, yıllardır atanmayı bekliyor. İş bekleyen sağlık meslek gruplarına çözüm üretilmesi için sağlıkta beklenen atamaların bir an önce yapılması şart.
Bunlar arasında; Cerrahi anestezi teknikerleri, servis yoğun bakım hemşireleri, odyoloji, acil tıp teknisyenleri, optisyen, ağız ve diş sağlığı teknikerleri, diyaliz teknikerleri, Sağlık Yönetimi Mezunları, Orta Öğretim Tıbbi Sekreterleri ve doktor kadrolarındaki boşluklara gerekli atamalar mutlaka yapılmalıdır” dedi.

Koruyucu Sağlık Hizmetlerine Daha Fasla Pay Ayrılmalı!

“Doğuştan beklenen yaşam süresinin artması yaşlanan nüfus hareketsiz yaşam yeni çıkan salgınlar ve hastalıklar dolay isiyle sağlık ve ilaç harcamaları ciddi şekilde artmaktadır. Tüm dünyada bu artış ekonomik büyümeden daha
fazla olduğu için ülkeler sağlığa her geçen yıl daha da artan bir pay ayırmayı gerekmektedir. Ülkelerin sağlık harcamaları değerlendirilirken harcamanın miktarı kaynakları ve nereye harcandığı önemlidir, miktarı değerlendirmek için birinci kriter bütçeden ayrılan pay ikinci kriter ise kişi başına yıllık sağlık harcamasıdır. Bunlar göz önünde bulundurulunca başka bir değerlendirme kriteri de sağlık harcamalarının ne kadarının kamu kaynaklarından ne kadarının özel kaynaklardan geldiğine bakılır. Belki de en önemli kriterlerden birisi de bu harcamaların hangi tür hizmetlere harcandığı ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda koruyucu sağlık en önemli kriterlerden birisidir.
Sağlık Bakanlığı bütçesinde toplam sağlığa ayrılan bütçe % 6.6’dır, ayrılan bu bütçenin % 28’si koruyucu sağlık
hizmetlerine harcanmaktadır, yaklaşık % 71 i de tedavi edici hizmetlere ayrılmıştır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin ön plana çıkarılmamış olması bakanlığın aşılama programına alacağını söylediği rahim ağzı kanseri koruyucu aşısı ve bununla birlikte bu yıl içinde birçok aile sağlığı merkezinin verem kızamık olmak üzere birçok aşının uygulanmasında karşılaşılan sorunlar ortaya çıkmaktadır. Yine 2024 yılı bütçesinde tedaviye ayrılan paranın % 11 inden fazlası şehir hastanelerine kira bedeli olarak ödenecektir, yine şehir hastanelerinin hizmet bedeli eklendiği zaman bu oran aşağı yukarı % 17’lere çıkmaktadır. Yalnızca bir avuç patronun çıkarını düşünen böylesi bir harcama kabul edilemez. Türkiye de 2024 yılı için belirlenen kişi başı sağlık harcama miktarı ise günlük 20 TL ye kadar düşmüştür. Sağlık hizmetlerinin özelliklerinden birisi kamusallık özelliğidir. Koruyucuyu sağlık hizmetleri ise tam kamusal mal olarak değerlendirilir. Diğer sağlık hizmetleri yarı kamusal maldır ve yarı sağlık hizmetleri piyasada alınıp satılabilen türdendir. İşte Sağlık Bakanlığının Bütçesi tamamen yarı kamusal mal üzerine planlanmış bütçedir” dedi.

Yakında Ameliyat Yapacak Doktor Bulamayacağız!

Kanko, “Özellikle son günlerde basına yansıyan bilgilere göre özellikle yabancı ülkelerden getirilen ( Ortadoğu ve
Arap ülkeleri) yabancı öğrenciler bazı hilekarlık yöntemleri kullanılarak ülkemizde özellikle taşra tıp fakültelerine
kayıt edilmektedir. Her yıl 3 milyon üniversite adayı arasında % 1’lik %2’lik dilimlere girmek için zamanını, parasını, yaşantısını ailesine harcayan tüm gençlerimize çok büyük bir hararet ve haksızlık yapıldığı kanaatindeyim.
Yine sağlık bilimleri rektörlüğüne de seslenmek istiyorum 5 Şubat 2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan kararla
Suriye’nin Halep şehrinde bir tıp fakültesi kurulmuştur bunun amacı nedir? Sağlık Bilimleri Üniversitesi Halep'te 1 tane tıp fakültesi açmıştır. Türkiye'de milyonlarca çocuğumuz yani 3 milyon çocuğumuz, ilk yüzde 1 ve yüzde 2'ye girip tıp fakültesine girmek isteyen bir sürü çocuğumuz ailesinden, zamanından, hayatından harcamasına rağmen tıp fakültesine giremediği hâlde işte böyle sahtekâr yollarla, yandaş yollarla birtakım insanlar tıp fakültesine yerleştirilmektedir. Halep'te bir devletin tıp fakültesi açması için gerçek neden nedir, bunun mutlaka açıklanması
gerekmektedir. Bu tıp fakültesine girmek için neden mülakat yöntemi kullanıyorsunuz? Ülkemizde uzun dönemler
çalışıp tıp fakültesini kazanamayan çocuklarımız var iken tıp fakültelerini neden yabancılara peşkeş çekiyorsunuz?
Tarihin hiç bir döneminde tıp eğitimi ve doktorluk mesleği maalesef bu güne kadar küçümsenip hafife alınmamıştır.
Bir de son dönemlerde tıp fakültesini bitirmiş doktorlarımızın tercihlerinden bahsetmek istiyorum. Hekimler artık TUS sınavına girerken büyük cerrahi diye söz ettiğimiz acili olan hayati öneme haiz branşları seçmiyorlar. Örneğin bağırsağınız patlamış acile gittiğinizde genel cerrah yok sadece cildiye uzmanı var diye bir tabloyla karşılaşma ihtimalimiz var…

Bunun nedenleri nedir acaba biliyor musunuz?

Şiddete maruz kalma, uzun ve yorucu çalışma saatleri, hekime şiddet barbarlığı, hekim aleyhine çalışan malpraktis
yasasıdır. Eğer hekime şiddeti ve malpraktis yasasını etkin ve uygun duruma getirmezseniz inanınki yakında kalp ve
beyin ameliyatı yapacak doktor bulamayacaksınız” dedi.

Kış Saati İnadınızdan Vazgeçin! Çocukların ve Ailelerin Psikolojisini Bozdunuz!

Kanko konuşmasının devamında; “Bir de ısrarla inatla savunduğunuz yaz ve kış saati uygulamasına gelmek
istiyorum. Bu uygulama kaldırıldığı için kışın okula giden küçücük çocuklar zifiri karanlıkta kalkıp okula ve aileleri işe
gidiyorlar. Bir hekim olarak çok merak ediyorum. Hiç bu küçücük çocukların psikolojisini düşüyor musunuz? Sabahın kör karanlığında işe ve okula gitmek psikolojik sıkıntı yaratmaktadır.

Son yıllarda sıklıkla karşımıza çıkan antideprasan ilaç kullanımındaki artış ekonomik sorunların yanı sıra, güneşi
görmeden yola çıkan insanların yorgun ve mutsuz ruh halinden kaynaklanmaktadır.

2021 den 2022 yılına kadar kullanılan antideprasan ilaç onarı 2 milyon oranında artmıştır. İşte bu rakamların daha
anlaşır olması için bu inattan vazgeçip saat uygulaması eski durumuna getirilmelidir.

Bir de halkın sağlığını bozan gıda maddeleri var, bu gıda maddeleri tansiyon, şeker, kalp, alerji gibi birçok hastalığa
zemin hazırlamaktadır. Bu konuda neden adım atmıyorsunuz? Acaba insanlar hasta olsun da tedavi edelim diye
bekleyen uluslararası ilaç kartellerinin amacına hizmet etmiş olmuyor musunuz?”

Ameliyat skandalına 3 yıl istendi Ameliyat skandalına 3 yıl istendi

Şimdi Sayın Bakana Birkaç Soru Sormak İstiyorum.

1- 2021 Aralık Tarihinde Yaptırdığınız Türovak Aşısının Akibeti Ne Olmuştur? Depolarda Ne Dar Türkovak Aşısı Vardır Ve Bunların Son Kullanma Tarihi Ne Zaman Dolmaktadır. Bu Tarihi Geçmekte Olan Aşıların Bazı Afrika Ülkelerine Gönderildiği Veya Gönderileceği İddaları Doğru Mudur?

2- 39 Branş Da 1 Milyona Yakın Sağlık Çalışanı Aylardır Atanmayı Bekliyor, Atanamayan Sağlıkçıların Feryadının Sayın Bakan Tarafından Duyulmasını Umut Ediyorum. Özellikle Sağlık Yöneticiği Olmak Üzere Orta Öğretim, Sağlık Memurluğu Fizik Tedevi Teknikerlerinin, Laborantların Atanmaları Konusunda Verilmiş Çok Söz Olmasına Rağmen Atamaları Yapılmamıştır. Bu Konuda Bir Planlamanız Var Mıdır?

Cerrahi Anastesi Teknikerleri, Servis Yoğun Bakım Hemşireleri, Acil Tıp Teknisyenleri, Optisyenler, Ağız Ve Diş Sağlığı Teknikerleri, Diyaliz Teknikerlerin Atamaların Yapılmasını Düşünüyor musunuz?

3- Tıpta Uzmanlık Sınavında Sık Sık Basına Yansıdığı Şekilde Yoğunlukla Çocuk Sağlığı Genel Cerrahi Kadın Doğum Gibi Branşlar Başta Olmak Üzere 10 Branşta Kadrolar Boş Kalmıştır Yani Tercih Edilmemiş Bu Konuda Çözüm Önerileriniz Nedelerdir?

4- Bir Diğer İstek Özel Veya Kamuda Çalışan 15 Yıl Ve Üzeri Hizmeti Olan Tüm Hekimlere Ayrım Yapmadan Yeşil Pasaport Vermek Gibi Bir Planınız Var Mı?

5- Hekimlerin Aldıkları Toplam Ücretin İçindeki Performans Miktarını Olabildiğince Azaltarak Emekliliklerine Yansıyabilecek Bir Ücretlendirme Politikası Gerilmesi Yönünde Bir Çalışmanız Var Mıdır?

Özellikle, biliyorsunuz ki yoğun bakım ihtiyacı olan her yerde bu ihtiyaç var. Yoğun bakım ihtiyacı her gün başımıza
gelen bir problem ve maalesef hastalar bazen 300-400 kilometre ilerideki yerlere gönderilmek zorunda kalıyorlar.
Yoğun bakım ihtiyacının her bölge için ayrı ayrı değerlendirilip ortaya çıkarılması lazım.
    

Özellikle, diş tedavileri... Diş tedavileri için iki yıl sonraya gün veriliyor. Hastaya ayakta yazılan reçeteler üzerinden yüksek katkı payı alınıyor ve uygun bir fiyatlandırma yapılmadığı için ithal edilen ilaçlar bulunamıyor ve hastalıklar kronikleşiyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: