CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz ve Ankara il örgütü temsilcileri “yenidoğan çetesi''ne ilişkin Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nu istifaya davet eden Şahbaz, “Biz Sağlık Bakanı’nın açıklamasını, özrünü kabahatinden büyük olarak değerlendiriyoruz. Siz altı yıl İstanbul’da İl Sağlık Müdürlüğü yaptınız. Bugün Sağlık Bakanı’sınız. Tüm bu olaylar Türkiye’nin gözü önünde gerçekleşirken siz neden müdahale etmediniz? Müdahale etmek için neden bir isimsiz ihbarın CİMER’e gitmesini beklediniz? İstanbul’u bu koşullarda yöneten ve il sağlık müdürü olan Sağlık Bakanı, bugün tüm Türkiye’nin sağlık sistemini yönetiyor. Bu hiç birimizin sağlık güvencesinin kalmadığının ve hepimizin hayati tehlike altında olduğumuzu gösteriyor” dedi.

Bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri belirlenen ''yenidoğan çetesi'' soruşturmasına ilişkin tepkiler sürüyor. CHP Sağlık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz ve CHP Ankara il örgütü temsilcileri ''yenidoğan çetesi'' hakkında Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı.

Şahbaz, “On masum bebeğimiz, maddi menfaat sağlamak amacıyla katledilmiştir” dedi. Bebek ölümlerini katliam ve insanlık suçu olarak tanımlayan Şahbaz, “Türkiye’deki yozlaşmanın, sağlık sisteminin nereye geldiğinin de açık bir göstergesidir” diye konuştu.

“Kaç bebeğimizin hayatını kaybettiğini tam olarak bilemiyoruz”

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturmayı hatırlatan ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun zarara uğratıldığını söyleyen Şahbaz, “Burada ilginç olan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü özel hastaneleri denetleme yetkililerinin duyumlar aldık demelerine rağmen, 27 03 2024 tarihinde isimsiz bir CİMER ihbar gidinceye kadar herhangi bir işlem yapılmamıştır. Burada maddi menfaat sağlamak için Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı bir şekilde yenidoğan yoğun bakım servislerinin, yenidoğan çetesi tarafından işletmeye açıldığı görülmektedir. Tüm bu ihmaller ve suçlar işlenirken dönemin il sağlık müdürü olan Sayın Sağlık Bakanı, neredeydi? Çünkü bu bir anda ortaya çıkmış bir olay değil. Bu olay yıllar içinde devam etmiştir. Kaç bebeğimizin hayatını kaybettiğini tam olarak bilemiyoruz” dedi.

''Müdahale etmek için neden bir isimsiz ihbarın CİMER’e gitmesini beklediniz?''

“Bir anne ve kadın doğum hekimi olarak bu olayın toplumda ne kadar annelerimizi üzdüğünü tahmin edebiliyorum” diyen Şahbaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yaşadığımız çok büyük bir acıdır. Narin kızımız katledildiğinde bütün Türkiye ayağa kalktı. Fakat burada resmi rakamlar tarafından itiraf ve kabul edilen on Narin bebeğimiz kaybedilmiş, katledilmiştir. Masum bebeklerimiz hayatını kaybetmiştir. Biz Sağlık Bakanı’nın açıklamasını, özrünü kabahatinden büyük olarak değerlendiriyoruz. Siz altı yıl İstanbul’da İl Sağlık Müdürlüğü yaptınız. Bugün Sağlık Bakanı’sınız. Tüm bu olaylar Türkiye’nin gözü önünde gerçekleşirken siz neden müdahale etmediniz? Müdahale etmek için neden bir isimsiz ihbarın CİMER’e gitmesini beklediniz? İstanbul’u bu koşullarda yöneten ve il sağlık müdürü olan Sağlık Bakanı, bugün tüm Türkiye’nin sağlık sistemini yönetiyor. Bu hiç birimizin sağlık güvencesinin kalmadığının ve hepimizin hayati tehlike altında olduğumuzu gösteriyor.

''Bu olayların sorumlusu olan Sağlık Bakanı’nı istifaya davet ediyoruz''

Bu özel 19 hastane içerisinde daha önce Sağlık Bakanlığı yapan Sayın Müezzinoğlu’nun sahip olduğu bir hastanenin de bunların içinde olduğu ifade edilmekte. Biz Türkiye’de bu sorumlunun sadece şu anki değil, daha önceki Sağlık Bakanları’nın da sorumlu olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Türkiye’de sağlıkta özelleştirmenin ve taşeronlaşmanın geldiği nokta burasıdır. Hiçbirimizin sağlık güvencesi kalmamıştır. Can güvenliği kalmamıştır. Bu olayların sorumlusu olan Sağlık Bakanı’nı istifaya davet ediyoruz. Türkiye’nin sağlığının emin ellerde olması için tüm sağlık sisteminin özelleştirmeden uzak, ticari bir meta haline gelmeden, kamu eliyle verilmesi gerektiğinin bir kez daha altını çizmek istiyoruz. Kamu hastanelerinde sağlık hizmeti, kamu personeli olan sağlık çalışanları tarafından verilmelidir. Bunun önemi yaşadığımız skandalla bir kez daha ortaya çıkmaktadır. AKP iktidarı, AKP’nin sağlık müdürleri, AKP’nin sağlık bakanları bugün yönettikleri sağlık sisteminde yaşanan skandalların üzerini örtmekte, hiçbir veri paylaşılmadan hepimizin sağlık güvencesi ortadan kaldırılmaktadır. Biz CHP olarak, Meclis’in de gündemine getireceğiz. Bu soruşturmanın gidebildiği yere kadar gidebilmesi ve tüm sorumluların gerekli cezaları almalarını talep ediyoruz.”

''Türkiye’nin sağlığının emanet edildiği bir kişinin sahibi olduğu hastanede...”

Göz kliniklerinde randevu çıkmazı Göz kliniklerinde randevu çıkmazı

Sağlık Bakanlığı’nın konuya ilişkin yaptığı açıklamayı da değerlendiren Şahbaz, “Açıklamayı samimi bulmuyoruz” dedi. Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun sahibi olduğu özel bir hastanenin de iddianameye girmesine ilişkin de Şahbaz, ''İddialar çok ciddi ve üzücü. Türkiye’nin sağlığının emanet edildiği bir Sağlık Bakanlığı yapmış bir kişinin sahibi olduğu hastanede bu şekilde bir suçun işlendiğini öğrenmek bizleri derinden üzmüştür'' diye konuştu.

Kaynak: rss