İmam Seyfullah Akyiğit, Hatay’da ölen depremzedelerin cesetlerin pis koktuğunu söylemesi üzerine depremde eşini kaybeden hemşire, imama dava açtı.
Gazeteci İsmail Saymaz, hemşire eşi Asiye Gül'ü Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi ek binasında kaybeden Abdullah Gül, önceki gün Akyiğit'i arayarak, tepki gösterdiğini söyledi. Saymaz, Gül ve Akyiğit arasındaki diyalogu aktardı:
Gül: Neden böyle yaptınız?
Akyiğit: Maneviyat için.
Gül: Hatay'a depremde geldiniz mi? Kaç cenaze yıkadınız?
Akyiğit: Hiç yıkamadım. Arkadaşlardan duydum
Gül: Biz içecek su bulamazken, onlar nasıl yıkamak için su buldu? Biz cenazeleri yıkamadan defnettik.
Akyiğit: Manevi duyguları artırmak için söyledim, siyasete çektiler.
Gül: Maneviyat peygamberin şehitlikle müjdelediği insanların cenazesine kokmuş demekle mi oluyor? Madem maneviyattan bahsediyorsunuz, bu hafta hutbenizde insanların kokmasına sebep olanlar için de konuşun.
Akyiğit: Siyaset yapmıyoruz.
Gül: Suriyeli Türk ayrımı yaparak, siyaset yaptınız. Dua edin, size müftülük versinler. Öbür dünyada bu vebal sizden sorulacak. Bari bu dünyada yalakalığın mükafatını alın. Size hakkımızı helal etmiyoruz.
‘ÇOĞU İNSAN KEFENSİZ GÖMÜLDÜ’
Saymaz, Gül’ün dün Akyiğit hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunduğu aktardı. Dilekçede şöyle deniliyor:
“Binlerce insan sevdiklerini yıkamadan defnetmek zorunda kaldı. Çoğu insan kefensiz gömüldü. Tırlarca kefenin yetersiz kaldığı depremde şüphelinin dil, ırk, milliyet, din ve mezhep farklılığından kaynaklanan nefret söylemi depremzedeleri derinden yaralamıştır.”
İmam Akyiğit'in tepki çeken açıklamaları şöyle:
“Deprem oldu biliyorsunuz. Orada hoca kardeşlerimiz bizzat yaşadıkları olayı şöyle anlatıyorlar: ‘3-5 hafta geçti, Hatay’daki depremde hayatını kaybedenlerin hepsinin cenazeleri yıkıyoruz, tabii cenazeler kokmaya başladı. İçlerinden bir cenaze çıktı, hiçbir pis koku yok. Hatta içinden böyle mis gibi koku geliyor. Araştırdık, kim bunun yakını, hayattayken ne iş yapardı? Sorduk, Suriyeli bir kardeşimiz bu diyor. Bu tam bir peygamber aşığı idi, Resulullah’a naat yazardı, şiirler yazardı, gece gündüz dilinde Resulullah’ın aşkı eksik olmazdı. Allahuekber! Görüyor musunuz?”(artı gerçek)