Gündem

Doktor Ziya Serhan Çimen'in Ölümü İle İlgili Şok iddialar

Haber Analiz'den Batuhan Sezer Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Doktor Ziya Serhan Çimen'in ölümü ile ilgili köşe yazısı yazdı. Sezer "Bizim hepsi birbirinden cevval, bol maaşlı müdürlük idarecileri her zaman olduğu gibi gereğini yapmaktan korkup yâda bana ne anlayışıyla hareket ettiklerinden bu sonuç "

Sağlık Bakanlığının sosyal medya hesabından Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde yaşadığı mobbing nedeniyle intihar ettiği iddia edilen plastik cerrahi asistanı Dr. Uğurcan Ağcaoğlu ve Mersin'de yoğunbakımda tedavi gören Z.S.C ile ilgili Müdürlük düzeyinde görevlendirme yapıldığını açıklamıştı.

Haber Analiz'den  Batuhan Sezer'in köşe yazısı;

Sabah telefonuma Tabipler odasının bir paylaşımı geldi.

Önce o görüntüyü aşağıya alıp yayınlıyorum.

Beş on dakika geçmedi, doktorlar kendi aralarında vatsap da yazışmaya başladılar. Onları aşağıya alıyorum: 

“.... Sağlık dışında hiç bir meslek grubunda geçici görevlendirme de böyle bir şey yok. Yarın Mut’a, Anamur’a görevlendirildiniz... Nerede kalacak evde hastası var mı, parası var mı sorgulamadan ve araştırmadan görevlendirmeler... Yıllardır değişmedi... Parayı öde fatura al biz size öderiz... Sağlık müdürü de bir hekim. İstese bu işi halleder... Çok basit.. Devlet kurumları lojmanlarında yada hastanede bir oda vs sağlayabilir. Faturayı getirin biz öderiz diye anlaşma da yapabilir. 2 ay Hakkari’ye görevlendirildiniz.....vs Plan programı yapmakla görevli müdürlük, Bakanlık...  Sıkıntı durumunda da hekim sorumlu olamaz. Tek branş hekimini başhekim yap, millet doktor arasın, torpilliyi merkeze çek, idareci yap... Sonrada branş hekimi eksik 2 ser ay gelsinler vs . Mersin’in özellikle kaderi bu.. Sağlık yönetimi de il parti yönetimi de aynı adamlar aynı kafa.  Biri gidiyor arkadaşı geliyor. Motorcu arkadaşının karısını getirip idareci yapıyorlar vs...”

* * * * * * 

Tabi ben bunları size aktardım ama birde işin aslı astarı ne araştırmaya girdim.

Mesela bu vefat eden hekim kardeşimiz daha önceleri, şu an kapalı olan KHB genel sekreterliğinde çalışmış, hatta kendisinin birazdan yazacağım durumları bilindiğinden orada geri hizmete alınmış. Aktif görev verilmemiş.

Bazı ölümler geliyorum der... ÖYLE İNTİHAR ETMİŞ DİYEREK işin içinden sıyrılırsanız, GÜNAHA girersiniz. Gencecik adam.

Bu anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanı doktor uzun zamandır madde bağımlısı imiş.

Geçmişinde nöbette alkol alıyor, Soruşturma yapılıyor ve olay kapatılıyor. Güya iyilik yapılıyor.

Bu şahıs hakkında daha önceki soruşturmaları tek tek incelenirse görülecek ki, bu kişi problemli, 657 tabi. Kanuna göre gerçek işlemler yapılsa memuriyetten men edilmesi gerekir.

Ama bizim hepsi birbirinden cevval, bol maaşlı müdürlük idarecileri her zaman olduğu gibi gereğini yapmaktan korkup yâda bana ne anlayışıyla hareket ettiklerinden bu sonuç şimdi ortaya çıkıyor.

Sorarım, bu cevval yöneticiler, ayda 200 bin maaş alan sözleşmeli başkanlar, kıyak maaş alan uzmanlar, tahkikat yap diye görev verilenler bu merhum hekim için hangi idari işlemi yaptı, ne gibi önlem aldı, kısaca ne yaptı?

Koltuk kavgasından başka bir iş yaptı lar ise ALLAH RIZASI İÇİN söylesinler...

Bakın yakın geçmişte, Tüm Mersin halkının Sevdiği bir kişi olan merhum, görevi başında katledilerek şehit düşen Dr Ahmet Dikmen cinayeti de aynı sebeple oldu.

Onu öldüren Dr Hasan Çayır psikiyatri hastası...

Öncesi Toroslar ilçe sağlık müdürlüğünde çalışıyor.

Toroslar ilçe sağlık müdürü Dr Hasan Dincer’i tehdit ediyor, öldürmek için odasını basıyor.

İlçe sağlığı bilenler bilir, iki kapı var.

Dr Hasan Dinçer diğer kapıdan kaçıp, balkondan atlayıp kurtuluyor.

Kişi hakkında Soruşturma açılıyor ve ödül gibi Mezitli ilçe sağlığa gönderiliyor.

Orada da merhum Dikmen’i katlediyor.

Bu son olaya gelirsek...

Dr Ziya Serhan Çimen defalarca soruşturma geçiriyor.

Her defasında aynı göreve iade ediliyor.

Yani uyuşturucu kullanan, madde bağımlısı birini, uyuşturucu ilaçlara ulaşabilecek yere görevlendiriyorlar...

En son Mut devlet hastanesine görevlendiriliyor, olay olduğu sıra görevli değil, gidip hastaneyi geziyor ve kendisine madde enjekte ediyor ve yere düşüp başını vuruyor.

SAK, (Sub araknoid kanama beyin zarları arasında kanama) geçirip, 7 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra vefat ediyor.

Soruyorum şimdi burada suç kimde?

Bu işin Sorumlusu kim?

Çalışan sağlığı ve güvenliği diye bir şey yok mu?

Bu doktor çalışır mı?

Çalışamaz mı?

Bunu inceleyen karar veren işyeri hekimi yok mu?

İş sağlığı ve güvenliği kanunu bu ülkede niye var?

Yöneticiler ne yapıyor?

Devlet memurları kanununu bilmiyor mu?

Bakın bu ikinci ölüm, aynı hatalar zinciri iki doktorun ölümüne sebep oldu

Bu arada tekrar hatırlatıyorum, olay günü dr Serhan Çimen Mut ilçe hastanesinde görevli değil.

Ama ne hikmetse ameliyathaneye girip uyuşturucu ilacı alabiliyor, kendine enjekte edebiliyor.

Ne soran var, ne araştıran...

Bu ilaçlara ulaşmak bu kadar kolay mı?

Kayıt yok mu???

Sağlık müdürlüğünün bol maaşlı yöneticileri, oturduğunuz o koltuklarda PEYGAMBER EFENDİMİZİN HİLAT’INI giymiş sayılırsınız, bunun hesabını verin...

Bakanlık müfettişleri hemen gelsin, Rahmetli Dikmen olayını ve bu olayı benzer yönlerini incelesin.

Belki merhum hekim Serhan başına bu üzücü olay gelmese idi, Hasan Çayır gibi bir başka arkadaşını katledecekti?!

Merhuma Allahtan rahmet diliyorum.

Üzülüyorum.

Ama gerçekleri saklamayın.

Bu kişi bana nakledildiğine göre 3 ayrı soruşturmacı tarafından yakın zamanda inceleme geçirmiş.

Madde bağımlısı olduğu biliniyor. Hadi memurluktan atmadınız, Niye geri göreve almıyorsunuz da, aktif çalıştırıyorsunuz?

Nerede sizde Lehül mülk anlayışı?!!

Mülk Allah'ındır.

Yani halkındır.

Her şeyden önce kişilerin mülk ile kurulan ilişkiler önemlidir.

Devlet yönetiminde eskilerin deyimiyle "varışına gelmişim tarhana Aşina bulgur aşım" olmaz.

Her şeyden önce tarafsızlık esastır.

Ben bu köşede yazdıkça, yine bana saldırılar artıyor.

Ben de diyorum ki, yalanım varsa arkamdan konuşmayın, yüzüme karşı söyleyin.

Diyorum ki, bir vatandaş olarak, her şeyden önce, halkın malını, canını gözetmek, benim, dinen ve vicdanen görevimdir.

Allah'a şükürler olsun ki gözlerim var görüyorum, kulaklarım var duyuyorum, dilim var konuşuyorum ve elim var gücüm yettikçe burada yazıyorum.

Kariyer Konfor ve mülk hırsına kapılmış devlet yöneticilerini uyarmak, Ayrıca gazeteci olarak da benim görevimin bir parçasıdır.

Paraya, mala, mülke, altına, bağa, bahçeye, makama, konfora sarılanlar, Unutmayın ki, Allah kuşlara verdiği gibi rızkı, hepimize veriyor.

Ama siz yetinmiyorsunuz.

Bu dünyanın bir de öbür dünyası var.

Elbet orada da hesap sorulacaktır.

Ben doğru yolda yürümekten adaletle yönetmenin erdemlerin den bahsediyorum.

Bana küfür ediyorsunuz, kim bu adam diyorsunuz. Bunların hepsi bana vız gelir Tırıs gider.

Zaman haklılığımı ortaya koyuyor.

Kur'an-ı Kerim'in Salih kıssasında anlatılan, Allah'ın develeri bu konuyu ele alır Allah'ın devesi herkese ait olanı, hiç kimsenin özel malı olmayanı, yani kamuya ait olanı anlatır ve Salih kıssası Allah'ın devesine dokunmayın diye biter.

Kamu malları çarçur edilirken susan, dilsiz Şeytan olsun!

Ben Gazeteci olarak diyorum ki, kuru hurma yiyen bir kadının oğlu olmaktan ve el Emin dürüstlük abidesi olarak anılmaktan başka hiçbir sermayesi olmayan bir Peygamberin takipçisiyim.

Böyle bir ümmetin mensubuyum.

Bununla gurur duyuyorum.

Bugünkü bazı yöneticilerin havsalası şunu almıyor.

Ceketi ile gelip ceketi ile gitmek ne demek bunu bir türlü anlamıyorlar..

Sen ey Yalnızlığa bürünen; kalk ve Uyanışı başlat.

Haykır; Allahuekber!

Güzel ahlakı kuşan,  kötülüğe bulaşma.

Servet yığma hayallerine kapılma.

Daima Rabbinle ol ve güçlüklere göğüs ger.

( Muddesir:1-7)

Kaynak Linki:Sağlık yine bildiğiniz gibi! (haberanaliz.net)