Kırklareli’nin Demirköy ilçesinin İğneada beldesinde geçen yıl meydana gelen selde yıkılan ve ruhsatsız işletildiği tespit edilen kamp alanında 6 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin davada sanıkları çeşitli hapis cezalarına çarptıran mahkeme 300 sayfalık gerekçeli karar yazdı. Kararda, kuru tarım arazisi olan bölgenin ekolojik amaçlı turizm tesisi yapılamayacağına dair rapor olmasına rağmen buna aldırış etmeyerek tesis kuran işletmecilerin doğrudan sorumlu olduklarına dikkat çekildi.
İğneada beldesinde 5 Eylül 2023’te kuvvetli yağış nedeniyle Sisli Vadi’deki turistik bungalov evlerin olduğu bölgede tatil yapan doktor Selman Bağışlar ve eşi Mihriban Bağışlar, Suna Duman, emekli öğretmen Raile Şimşek, eşi Ahmet Baki Şimşek ile tesis müdürü Ümit Solmaz hayatını kaybetmişti. Kırklareri 2. Ağır Ceza Mahkemesi, işletme sahibi tutuklu Bülent Bayrak’ı 11 yıl 3 ay, tutuksuz sanıklar Cenan Aydın ile Büşra Gökgöz 7 yıl 6 ay hapisle cezalandırıp 1 sanığa ise beraat kararı verdi. Mahkeme gerekçeli kararında, 6 kişinin ölümüyle sonuçlanan felaketin yaşandığı tesisin işyeri açma ruhsatı, çalışma izni bulunmadığı, 9 Mart 2022’de kaçak faaliyet yürüttüğü için mühürleme işlemine rağmen müşteri kabulüne devam ettiği bildirildi.
TARIM ARAZİSİ OLMASINA RAĞMEN KAÇAK TESİS İNŞA EDİLDİ
Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile DSİ raporlarına göre, tesisin bulunduğu arazilerin kuru mutlak tarım arazisi sınıfına girdiği, tarımsal bütünlüğü bozucu etkisi olduğu tespit edilerek çevreyle ilgili amaçlı turizm tesisi yapılmasının uygun olmadığı rapor edilmesine rağmen tesisin izinsiz kaçak inşa edildiği kaydedildi. İşletme sahiplerinin Edirne İdare Mahkemesi ile İstanbul Bölge İdare Mahkemesine yürütmenin durdurulması istemiyle başvuru yaptıkları bu başvurularının da reddedildiği ifade edildi. İstanbul Teknik Üniversitesi'nden alınan bilirkişi raporunda ise, tesisteki bungalov evlerde olması gereken yatay ve düşey kolon kirişlerinin bulunmadığı belirtildi.
HİÇBİR MÜHENDİSLİK HİZMETİ ALINMADI RUHSAT VE KAYIT DIŞI
Kullanılan betonun içine bırakılan donatı demirlerinde ankraj bağlantılarının az olduğu vurgulandı. Gömme derinliklerinin yetersiz olduğu, donatı demirlerinin tamamında göçme meydana geldiği, üst yapı zemin bağlantısının da kaynak ile yapıldığının tespit edildiği bildirildi. Gerekçeli kararda, yaşanan taşkın olayının afet boyutunda olduğu, ancak işletmeci Bülent Bayrak’ın bu tesisin inşasında herhangi bir mühendislik hizmeti almadan ruhsatsız biçimde turizm tesisi olarak işlettiği için asli kusurlu olduğuna dikkat çekildi.
VALİ İÇİN CEVAP YOK BUNU BEKLEMEK ADİL YARGILAMANIN İHLALİ OLUR
Sanık Cenan Aydın’ın da tesisin yönetim kurulu başkanı sıfatıyla kaçak yapılaşmayı gerçekleştirdiği için asli kusurlu olduğu kaydedildi. Sanık Büşra Gökgöz’ün de şirketin yetkilisi olduğu için bu olayda asli kusurlu olarak sorumluluğu bulunduğuna vurgu yapıldı. Kaçak yapıların yıkılmasından sorumlu olan İl Özel İdaresinin de asli kusurlu olduğu tespitine varıldığı belirtildi. Olayda sorumluluğu bulunduğu iddiasıyla dönemin il Valisi Osman Bilgin hakkında soruşturma izni verilip verilmediğine dair bir cevap verilmediği gibi, verilmiş olsa dahi yargılamasının Yargıtay’da yapılacağı kaydedildi. Yine İl Özel İdaresi, DSİ ve AFAD çalışanlarının da sorumlulukları olduğu iddiasıyla soruşturma izni verildiği taktirde astın yargılama usulünün üste tabi olduğu ilkesi gereği adı geçen ilgililer hakkında da olası yargılamanın yine Yargıtay’da yapılacağı ve suçun taksirli suç olması nedeniyle iştirak ilişkisinin taksirli suçlarda uygulanma olanağının bulunmadığı ifade edildi. Sanık Bülent Bayrak’ın tutuklu yargılanması nedeniyle vali ve ilgili kurumlar için istenen soruşturma izni akıbetinin bekletici sebep yapılması halinde yargılamanın sürüncemede kalarak adil yargılanma hakkının ihlali olacağı; makul sürede yargılama hakkını zedeleyebileceği gerekçesiyle dosyaların bekletici sebep yapılmasında hukuki yarar görülmediği belirtildi.
ACİL EYLEM PLANI YOK
Olası acil durumlarda tesiste konaklayan misafirlerin güvenli bir şekilde kurtarılması yönünde acil eylem planı bulunmayan tesiste yeterli önlem alınmadığı gibi, yatılı müşteri kabulüne de devam ettiği kaydedildi. İşletme alanının mühendislik standartlarına uygun inşa edilmediği ve dere yatağı sınırında olduğu bildirildi. Meydana gelecek sel taşkınında yıkılarak ölüm ve yaralanmalara neden olabileceğinin öngörülebilir olduğu belirtildi.
OLASI KAST DEĞİL BİLİNÇLİ TAKSİR SUÇUDUR
Gerekçeli kararda, tutuklu işletmeci Bülent Bayrak ile tutuksuz Cenan Aydın ve Büşra Gökgöz,’ün ani sel baskınına ilişkin “Olursa olsun” düşüncesiyle 6 kişinin ölümünü kabullendiği, hatta istediğine dair bir delil bulunmadığından olası kastın uygulanma koşullarının oluşmadığı, ancak öngördüğü sonucun meydana gelmesini engelleyecek şekilde özen yükümlülüğüne uygun davranmadığı için bilinçli taksirle ölüm ve yaralanmalardan sorumlu olduğuna kanaat getirildi. Sanığın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı için hakkındaki 11 yıl 3 ay mahkumiyet kararının kesinleşmesi ve cezanın tümüyle infaz edilmesinden itibaren de 2 yıl boyunca turizm işletmeciliği yapmasından yasaklanmasına karar verildiği vurgulandı.