Uraloğlu, yaptığı yazılı açıklamada, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında gerçekleştirilen "elektronik mühür" düzenlemesine dair bilgi verdi.
Elektronik imzanın gerçek kişilere verildiğini ve kişinin ıslak imzasına karşılık geldiğini hatırlatan Uraloğlu, uygulamanın imza sahibinin kimliğinin doğrulanmasını ve imzalanan verinin bütünlüğünü sağladığını bildirdi.
Uraloğlu, "elektronik mührün" ise tüzel kişilikler yani şirketler, kuruluşlar ve kurumlar için olduğuna işaret ederek, "Elektronik bir dokümanın tüzel kişi tarafından oluşturulduğunun ve kaynağının belirlenmesi, mühürlenen verinin bütünlüğü elektronik mühür ile sağlanacak. Kamu işlemlerinin dijitalleşmesinin yanı sıra zamandan, kağıttan ve birçok diğer giderden tasarruf sağlayacak, resmi evrak güvenliğini artıracak bir adımı daha atmış bulunuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
-"Gerekli hazırlık çalışmalarımızı tamamladık"
Uraloğlu, Türkiye'de, ilgili kanun kapsamında yetkilendirilmiş ve aktif olarak faaliyet gösteren 8 elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı (ESHS) bulunduğuna dikkati çekti.
Yönetmelikle düzenlenen elektronik mühürlerin de elektronik imza mevzuat kapsamında faaliyet gösteren ESHS'ler tarafından verileceğini bildiren Uraloğlu, "Bunun için gerekli hazırlık çalışmalarımızı tamamladık. Elektronik mührün, mali mühür yerine kullanılabileceğine ilişkin düzenlemelerin de yapılmasının ardından ülkemizde elektronik mührün kullanımını başlatmayı planlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Bakan Uraloğlu, elektronik imzalı verileri kimin imzaladığı kadar imzalayanın hangi kurum adına imza attığının da önemli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Elektronik ortamda bir belgeyi üreten kurum, kuruluş, işletme ya da tüzel kişiliğin belirlenebilmesi için mali mühür uygulamasını başlattık. 5070 Sayılı Kanun ve ilgili yönetmelikle hukuki dayanağı oluşturulan elektronik mühür ile ilgili çalışmaların yapılmasının ardından elektronik mührün hem mali mühür hem de kurumsal mühür yerine kullanılabilmesini sağlayacağız."