Gündem

Hamileyken kanser teşhisi konulan Şule hemşire hayata dört elle sarıldı

Hamilelikte meme kanseri tanısı konulan yenidoğan yoğun bakım hemşiresi Şule Açıkgöz, hamileyken kemoterapi alarak hastalıkla savaştı, bebeğini sağlıklı bir şekilde doğurduktan sonra da akıllı ilaçlarla sağlığına kavuştu. - Anadolu Ajansı

İstanbul'da yaşayan 25 yaşındaki yenidoğan yoğun bakım hemşiresi Şule Açıkgöz'e, 2 yıl önce henüz 16 haftalık hamileyken dördüncü evre meme kanseri teşhisi konuldu.

Meme kanserine oldukça erken bir yaşta yakalanan Açıkgöz'e kemoterapi tedavisi için hamileliğini sonlandırması tavsiye edildi.

Bebeğinden vazgeçmeyen Açıkgöz, araştırmaları sonucu hamileyken de kanser tedavisi görebileceğini öğrendi. Açıkgöz, tedavi için gerekli sağlık kurulu onayına çıkacağı gece, 16 haftalık hamileliğinde bebeğinin ilk hareketlerini hissetti.

 

Kurulun kemoterapi tedavisine onay vermesi üzerine Açıkgöz bir yandan hamileliğini yaşadı, bir yandan hastalığıyla savaştı.

Tedavi sürecinde bebeğine erken doğumla kavuşan Açıkgöz'ün 2 yıllık süreçte sol memesi de alındı. Açıkgöz, kansere bağlı gelişen metastazları için de akıllı ilaç tedavisi gördü.

Hamileliğin 18. haftasında kemoterapiye başlandı

Şule Açıkgöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, memesinde tespit ettiği kitlede ağrı oluşması üzerine çalıştığı hastanedeki cerrahla görüştüğünü ve biyopsi yapıldığını anlattı.

Biyopsi sonucunda meme kanseri teşhisi konulduğunu aktaran Açıkgöz, "Tedavi sürecim başladı. Öncelikle bebeğimin alınmasını gerektiğini söylediler ama ben vazgeçmedim." dedi.

Açıkgöz, gittiği başka bir doktorun kendisine gebelikteki 16. haftadan itibaren kanser tedavisi görebileceğini söylemesi üzerine sağlık konseyine çıktığını, verilen kararla da 18. haftadan itibaren kemoterapiye başladığını kaydetti.

Kemoterapinin ardından kullandığı akıllı ilacın yurt dışından geldiğini belirten Açıkgöz, bunun için avukatı aracılığıyla adli bir süreç başlattıklarını, ilacının geri ödemesinin SGK tarafından gerçekleştirildiğini anlattı.

Bu süreçte kalp rahatsızlığı da yaşadığını dile getiren Açıkgöz, "Gebelik sonrası bir de kalp rahatsızlığı geçirdim ve çok şiddetli bir rahatsızlıktı. Hastanede yattım, nefes alamıyordum, sırt üstü yatamıyordum, günlük hayatımda hiçbir şey yapamıyordum, lavaboya bile gidemiyordum. O kadar kötüydüm. Kalp tedavim başladıktan sonra, yoğun bir baş ağrısı ve beyin metastazım gelişti. Ondan sonra tekrar akıl ilaç tedavim değişti." ifadelerini kullandı.

 

Şule Açıkgöz, kemoterapi eşliğinde hamileliğini geçirdiğini ve bebeğini erken doğurduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Her şey geri geliyor ama önemli olan sağlık. Sağlığımız şu anda iyi, çok şükür. Bebeğim de çok iyi, 18-19 aylık oldu. Onun için savaşmaya devam edeceğim. Ailem bu süreçte çok destek oldu, hepsi yanımdaydı. Bebeğimin bana ihtiyacı vardı, ben de onun sayesinde ayağa kalktım, onun sayesinde güçlü oldum. Hep onu düşünerek tedavilerimde, 'Aden için, ailen için, eşin için iyi olmak zorundasın.' dedim, hep o şekilde devam ettim. Ona böyle bazı gecelerde baktığımda ağlayarak günlerimi geçirdim ama şu anda diyorum ki iyi ki vazgeçmemişim."

Rahatsızlıkların basit görülerek geçiştirilmemesi tavsiyesinde bulunan Açıkgöz, şöyle konuştu:

"Basit bir kitle deyip geçiştirmesinler, ben o şekilde yaptım. Çünkü ilk senemde doktor 'Hiçbir şey yok.' deyip gönderdiği için bir sene boyunca hiçbir şekilde tedavi olmadım. Ama onlar hemen gitsinler, peşinde koşsunlar, 'Hamileyim, hormonlardan olmuştur, süt kanallarım tıkanmıştır.' vesaire demesinler. Mutlaka görüntülemeleriyle bir cerraha görünsünler çünkü bu hastalığı ne kadar erken yakalarsak bizim için o kadar iyi."

"Açıkgöz'ün hikayesi birçok kanser hastasına umut ışığı oldu"

Şule Açıkgöz'ün tedavisini yürüten Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Şaban Seçmeler, normalde meme kanserinin 40 yaşından sonra taramaya alındığını, ancak daha erken yaşlarda da bu kanser tanısı konulan hastalar olduğunu anlattı.

Açıkgöz'ün, 23 yaşında meme kanseri tanısı alarak bu hastalığa en erken yaşta yakalanan hastalardan biri olduğunu ifade eden Seçmeler, "Toplumda gebeliğin kansere karşı koruyucu olduğu gibi bir kanı var, ama gebelik esnasında da kanser görülebilir. Açıkgöz'ün hikayesi birçok kanser hastasına umut ışığı oldu." dedi.

Seçmeler, hamilelik esnasında bazı kemoterapi ajanlarının verilmesiyle birlikte çocukta herhangi bir yan etki olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Gebelikte de çocuk anne karnındayken tedaviye başlayabiliyoruz. Bu hastada öyle oldu. Gebelikte tanısını aldı, sonrasında tedavisine başlandı. Çocuk sağlıklı bir şekilde dışarı çıkabilecek aya geldiğinde doğumu gerçekleşti. Şu an çocuğumuz gayet iyi. Devamındaki süreçte de hastalığı gereği genelde beyin metastazı yapmayı çok seven bir meme kanseri türü. Beyin metastazlarını gördük, yaklaşık 5-6 tane vardı. Türkiye'de yeni kullanıma giren akıllı ilaç tedavisiyle birlikte radyoterapi ihtiyacı olmadan beyin metastazlarından neredeyse tamamıyla kurtulduk. Şu anki aşamada üç haftada bir akıllı ilaç vererek hastalığı baskılamaya çalışıyoruz."

Seçmeler, Açıkgöz'ün yaşama isteğine vurgu yaparak, "Yaşama 4 elle sarılması ve onu güzel yaşamaya sevk eden birçok sebebinin olması hastamız açısından büyük avantaj. Birçok zorlu aşamadan geçse dahi hastamızın hiçbir zaman olumsuz bir düşünceye kapılmaması bizim, kendisi ve diğer hastalarımız için büyük bir umut kaynağı." ifadelerini kullandı.