Türkiye genelinde SES Sendikası tarafından 51 ilde, bin sağlık çalışanının katılımıyla yapılan yemek anketi çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Yemeklerin tadı ve lezzetini katılımcıların yüzde 43’ü nadiren, yüzde 29’u bazen iyi bulduğunu belirtti. 1000 sağlık çalışanın katıldığı ankette, katılımcıların yüzde 35’i menüdeki yemeklerde renk, kıvam ve tat yönünden uygunluğunu bazen yeterli bulurken , yüzde 26’si hiçbir zaman yeterli bulmadı. Yemeklerin sıcaklığıyla ilgili soruya ise katılanların yüzde 28’i bazen,  yüzde 25’i nadiren yanıt verdi. Ankette, yemeklerin görüntüsünün güzel ve iştah açıcı olduğunu düşünenlerin sayısı sadece yüzde 1 oldu.  Yemeklerin pişmesinden de şikayet edenlerin rakamı yüzde 56’ya ulaştı. Yemeklerin porsiyon büyüklüğünün ise istenilen ölçüde olmadığını belirten katılımcılar, menünün besleyici değerinin ise çok altlarda olduğundan şikayet etti. Ankete katılan sağlık personeli,  yemeklerin içinden zaman zaman böcek ve başka cisimlerin çıkmasından şikayetçi oldular. Öte yandan yemekhanelerin durumunun da sorulduğu ankette katılımcıların, yüzde 14’ü sadece her zaman kağıt havlu ve sabunun bulunduğunu söyledi.

Yolu kapatıp ambulansa yol vermedi Yolu kapatıp ambulansa yol vermedi

57 ilde, 150 sağlık kuruluşunda yapıldı

SES İzmir 2 Nolu Şube eşbaşkanı Başak Edge Gürkan, anketin 57 ilde, 150 sağlık kuruluşunda  yapıldığını ve 1000 sağlık personelinin katıldığını söyledi. Yemek anketinin sonuçları hakkında bilgi veren Gürkan, “Türkiye genelinde sağlık personeli (sağlıkçılar) 24 saatlik nöbetinde üç öğün nöbetini hastaneden yiyor. Gündüz mesaisinde ise öğle yemeği yeniyor. 20 yıl öncesinde kadar yemekhane hizmetleri kamu eliyle veriliyordu. Hastanelerde aşçılar vardı. Hastaneler malzemeyi kendi alıyor ve yemekhaneyi kendileri yapıyordu. Sağlık iş kolunda yemekhane hizmetleri özelleştirildi. Şirketin burada amacı kar etmek. Sağlık çalışanı için kaliteli, doyurucu, lezzetli ve hijyen yemek üretmek firmanın derdi olmuyor. Firma aldığı paraya, ne kadar kar ettiğine bakıyor. Son yıllarda özellikle yemeklerde hijyen konusunda büyük sıkıntı yaşıyoruz. Türkiye geneli her hafta bir kamu hastanesinden yemeklerin içerisinden kıl, böcek, taş, yabancı madde çıktığına dair haberler alıyoruz. Hastanelerde yemekler yenilebilecek nitelikte olmuyor. 24 saat hizmet veriyoruz. O 24 saat içerisinde hastaneden karşılamak zorundayız. Doyurucu olmayan yemekler yüzünden çoğu arkadaşımız dışarıdan yemek söylüyor. Bir nöbet ücretinden daha fazlası dışarıdan söylenen yemeğe gidiyor. Çok sayıda sağlık personeli (sağlıkçılar) evinden sefer tası getiriyor. Ve hastanede evinden getirdiği yemeği yiyor. ‘dedi. Gürkan, yemeklerin sadece hastane personeli tarafından değil hastalar tarafından da yenildiğine dikkat çekti.

İhaleler yandaş firmalara, denetim yok

 

İhalelerin yandaş firmalara verilmesi yüzünden denetim mekanizmasının da işletilmediğinin öne siren Gürkan, ‘’Yemeğinden içinden böcek çıktığında, defalarca kez tutanaklar tutuluyor. Ancak bu tutanak genellikle işleme konulmuyor. Konulsa bile bir geri dönüş olmuyor. Denetim çarkının işlememesinin en önemli sebeplerinden biri yemekhane ihalelerine yandaş firmalara verilmesi. Sağlık Müdürlüğü ve Hastane yöneticileri sağlık çalışanları yerine yandaş firmaların yanında yer alıyor ne yazık ki. Şa an tüm büyük hastanelerinin kendi mutfağı var. Taşerondan vazgeçilip devlet hastanelerinin kendi yemeği yapması mümkün. Yeni aşçı atamaları yapılıp, hastane mutfaklarının kamu eliyle kullanılması mümkün. Büyük hastanelerinin tamamının mutfağı zaten var. Kamu aşçı ve malzeme alacak başka bir ihtiyaç yok. Yemek meselesinin takipçisiyiz’’ diye konuştu.

Hijyen sıfır!

Yemeklerin içerisinden böcek çıkması şikayetini de çok fazla aldıklarını anlatan Gürkan, sözlerini şöyle tamamladı: “Hastanelerde ilaçlama hizmeti de taşeron şirket eliyle yapılıyor. Bu ilaçlama hizmetinin nasıl yapıldığı, ne kadar sıklıkla yapıldığı konusu muamma. Yemeklerde bu kadar böcek çıkmasının ilaçlama hizmetinin taşeron firma eliyle verilmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Hastaneler yemekte böcek, taş çıktığında sorumluluğu üzerinden atıp, yemekhane ve ilaçlama şirketini muhatap olarak gösteriyorlar. Bizim muhatabımız hastane yöntemleridir. Ne yazık ki bugün taşeron eliyle verilen hiçbir hizmet nitelikli ve yeterli değil. Bu yüzden sadece yemekhane değil diğer birçok hizmetin de kamu eliyle verilmesi gerektiğini düşünüyorum”

Zehirlenmeler arttı

Hastane yemeklerinin kalitesizliği ve denetimsizlik yüzünden sağlık personelleri arasında zehirlenme vakalarının da arttığı öne sürüldü. 17 Temmuz tarihinde  Dicle Üniversitesi Hastanesi'nde öğlen yemeğinden sağlık personeli (sağlıkçılar) ve hastalar zehirlendi. Dicle üniversitesi hastanesi, Selahattin Eyyubi Devlet hastanesi, Ergani ilçe devlet hastanesi olmak üzere bir çok hastaneye yemek zehirlenmesi şikayeti ile başvurular yaşandı.

 

Kaynak: rss