İstanbul ve Tekirdağ'da para karşılığında anlaşmalı hastanelerin yoğun bakım ünitelerine hasta bebekleri sevk ederek devleti milyonlarca lira zarara uğratan şebekeyle ilgili iddialar kan donduruyor. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde bebeklerin ölümüyle ilgili başlayan soruşturma sürüyor. Sağlık Bakanlığı’nın müfettişleri Yenidoğum Yoğun Bakım Ünitesi'nde çalışan ve tutuklu olan bazı hemşirelerin, bebeklere verilmesi gereken ilaçları sattıklarını tespit etti. Bu iddia da soruşturma dosyasında yer aldı.
Aralarında doktor, hemşire ve hastane yöneticilerinin de bulunduğu 14 kişinin tutuklandığı soruşturmada üç iddia araştırılıyor. İlk iddia, şebeke lideri olduğu ileri sürülen doktor Fırat Sarı’nın anlaşmalı olarak görev yaptığı özel hastanede iki bebeğin yoğun bakımda hayatını kaybetmesi. İkinci iddia, şebekenin 112 aracılığıyla yeni doğan bebekleri anlaşmalı hastanelere yönlendirmesi ve buradaki bakım ücreti üzerinden devletin dolandırılması. Üçüncü iddia ise Yenidoğan Ünitesi'nde görevli bazı hemşirelerin, bebekler için ayrılan ilaçları satarak, haksız kazanç sağlaması.
İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alının şüpheliler arasında bunan 8 hemşire tutuklanıp cezaevine gönderildi. Tutuklanan hemşirelerin evlerinde yapılan aramalarda 50 kutu ilaç bulundu.
İlaçların Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'nde kalan bebekler için kullanılan ilaç olduğu belirtildi. Yapılan araştırmada bazı hemşireler bebekler için kullanılması gereken ilaçları kullanılmış gibi göstererek haksız kazanç elde ettikleri ileri sürüldü. Hastanede çalışan bir yetkili, “Hemşirelerin bu işi yapacağını öngörmek çok zor. Eczaneden çıkışı yapılmış ilacı bulmak tespit etmek kolay ancak bu ilaçların kullanıldığını bilmek imkansız. Bebekler için verilen ilaçların OR koduyla takibini de yapamıyoruz. Hemşire ilacı kullandım dediğinde, yapacak bir şey yok. Bu sorunun tespiti için bebekte kan almanın da imkanı yok. Hemşire veya personel ilacı çantasına atıp kaçırdıysa, kimsenin üstünü aramaya yetkimiz yok” dedi.
(Yeni Şafak)