İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli asistan doktor Semih E.’nin hemşire G.Y’ye işyerinde, mesai saatleri içinde “cinsel saldırıdan” yargılandığı ve beraat ettiği davanın istinaf duruşması görüldü. Semih E., nitelikli cinsel saldırı suçundan 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı, hakkında adli kontrol kararı çıkarıldı. Duruşmaya kitle örgütleri ve avukatların yanı sıra TİP Milletvekili Sera Kadıgil ve DEM Parti Milletvekili Kezban Konukçu da katıldı.
“TACİZ BEYANLARI TUTANAKLARA GEÇİRİLMEDİ”
Duruşma İstanbul Bölge Adliyesi’nde 20. Ceza Dairesinde görülmeye başlandı. Sanık Semih E. önceki ifadelerini tekrarladı.
G.Y.’nin avukatı Feyza Altun, sanığın ifadelerinin mahkemeyi yanıltmaya yönelik ve çelişki dolu olduğunu ifade etti.
Yine mağdur G.Y’nin avukatı Tuba Nur Aslan da sanığın iddiasının aksine mağdurla sanığın arasında bir gönül bağı olduğunun hiçbir şekilde kanıtlanmadığını söyledi.
G.Y. de eski ifadelerini tekrarlayarak, “Şikayetimi tekrarlıyorum, bu süreçte çok yıprandım, adaletin yerini bulacağına inanıyorum” dedi.
Avukat Feyza Altun ilk derece mahkemede dosyanın yürütülüşüne ilişkin Semih E.’nin eski eşinin G.Y.’yi aradığı, kendisinden özür dileyerek şikayetini geri çekmesini istediğini hatırlatarak tanık dinlemelerinde eksiklikler olduğunu vurguladı. Daha önce aynı fail tarafından tacize maruz kalan kadınların beyanlarının mahkemede tutanaklara geçirilmediğini ifade etti. G.Y.’nin avukatları Semih E.’nin indirimsiz bir şekilde cezalandırılmasını talep etti.
Avukat Altun, kapalı alanda ve delilsiz gerçekleşen cinsel saldırılarda delil aranmasına karşın “Biz bunu nasıl ispatlayacağız? Aynı doktor tarafından tacize uğramış kadınları susturan bir yargı adaleti nasıl sağlayacak?” diye sorarak, sanığın beraat almasının cinsel saldırıyı teşvik edici nitelikte olacağını vurguladı. Altun, mahkemenin neden mağdurun kaçmadığı sorgulamasına ilişkin, “Her zaman bağıramıyoruz, çığlık atamıyoruz” dedi.
Savcı, mütalaasında birinci derece mahkemenin usul ve esasa uygun olduğunu ifade ederek istinaf başvurusunun esastan reddini talep etti.
Mütalaanın sonra verilen aranın ardından kararı açıklayan mahkeme heyeti, nitelikli cinsel saldırı suçunun oluştuğunu ifade ederek faili 12 sene hapis cezasına çarptırdı. Semih E. hakkında tutuklanmayarak adli kontrol kararı verildi.
Duruşmanın ardından kararı gazetemize değerlendiren Avukat Feyza Altun, bir hukuk garabetinin ortadan kalktığını söyledi. Altun şöyle konuştu: “Bir kadının kapatılmış dövülmüş yani ayan beyan şiddete uğradığında karar vermek çok kolay. Bunlar en kolay davalar. Ancak kadının iş arkadaşı akrabası ailesinde saydığı bir erkek yahut hiç beklemediği ve kendisini şok durumuna sokacak durumlarda yaşadığı şiddet ve cinsel saldırılarda tepki vermenin o kadar kolay olmadığı yönünde müvekkilim adına bir savunma yaptım. Mahkemenin diğer tüm meslektaşlarımın beyanları ile beraber buna itibar etmiş olması çok kıymetli.”
Duruşmanın ardından KESK İstanbul Kadın Meclisi basın açıklaması gerçekleştirdi. KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher, “uzun süredir kadın mücadelesini yürüttüğümüz her yerde karşı karşıya kaldığımız durum takım elbise, tahrik indirimi cinsel saldırı suçlarında somut deliler arama, somut dedi bulunamadığında ise mağdur suçlayıcılığının yoğun bir şekilde yeniden şiddete dönüşmesi... Tam da burada bu kadınlar için bir kazanım. İş yerlerimiz; kendimizi güvende hissetmediğimiz, bazen iş yerimizde hizmet alanlar bazense çalışma arkadaşlarımız tarafından, bazen idari amirlerimiz tarafından kadınların cinsel saldırı ve şiddete yoğun şekilde maruz kaldığı yerler” dedi. Bu durumlarda ise yaşanan cezasızlığa dikkat çeken Gevher, “İktidarın son zamanlarda yürüttüğü kadın düşmanı politikalara rağmen İstanbul Sözleşmesinin uygulamaya koyulması, 6284 tartışmalarının tamamen etkin uygulanması üzerine yürütülmesi, ILO 190’ın imzalanması mücadelesi devam ediyor” diye konuştu.
“MAĞDUR SUÇLAYICI TUTUMU KABUL ETMİYORUZ”
Ardından basın açıklaması okundu. KESK İstanbul Kadın Meclisi adına açıklamayı Ebru Erdem okudu. Devletin kadına yönelik şiddeti önlemeyi amaç edindiğini söylese de İstanbul Sözleşmesinden çıkıldığını, 6284 sayılı yasanın tartışmaya açıldığını ifade eden Ersoy, “Biz de eksiklikleri giderin, kanunları tam ve eksiksiz olarak uygulayın, kadına yönelik şiddetle mücadelenin hali hazırdaki en etkili aracını işler kılın, İstanbul Sözleşmesinin feshini iptal edin, evlerimizde işyerlerimizde sokaklarda güvenli bir biçimde yaşayacak önlemleri alın, ILO 190’ı imzalayın, 6284’ü uygulayın diyoruz” dedi.
Kutsala ile söylemlerinin eşitsizliği derinleştirdiğini ifade eden Ersoy, "failin değil mağdurun cezalandırıldığı erkek devlet yargısı toplumun her alanında olduğu gibi iş yerlerimize de erkeğin her türlü şiddetine açık hale gelmemize sebep oluyor "diye konuştu. Mahkemenin ve hastanenin mağdur suçlayıcı yorumlarını kabul etmediklerini ifade eden Ersoy, “Kadına yönelik cinsel şiddet davalarında mağdurun davranışlarının suç teşkil edemeyeceğini, mağdurun dolaylı rızasından bahsetmenin suç olduğunu hatırlatmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. (İstanbul/EVRENSEL)