İstanbul’da enfeksiyondan ölümler 12 Ocak itibarıyla Covid-19 salgını öncesindeki üç yıllık ortalamanın yüzde 14 üzerinde. Ocak başındaki ölüm sayısı pandeminin yoğun seyrettiği 2022’yi de geçti. 2023’ün son haftasında günlük ortalama fazladan ölüm sayısı 58’di.
Hesaplamaları Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu’ndan Güçlü Yaman yaptı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), tabip odaları, uzmanlık dernekleri, hekimler artan grip (influenza), Covid-19 ve diğer solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle sağlık hizmeti veren tüm birimlerin (aciller, poliklinikler, aile sağlığı merkezleri, hastaneler) tıkandığını söylüyor.
Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü, grip ve Covid-19 sürveyansının (izlem) birleştirilmesini tavsiye ediyor. Türkiye grip sürveyansını yapıyor. Ancak pandemisi devam eden Covid-19’u çoktan gündeminden çıkardı. Ülkedeki seyri muamma.
Önceki yıllardan daha ağır!
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 12 Ocak’ta her yıl kış aylarında solunum yolu enfeksiyonu kaynaklı acil servis başvurularının arttığını, bu yıl da öncekilere benzer bir durumun görüldüğünü söylemişti.
Durumun ‘önceki yıllara benzer bir şekilde‘ diye geçiştirilecek kadar hafif olmadığını ifade eden Yaman, “İstanbul’da yılın son haftası salgın öncesine göre yüzde 25 daha fazla insan öldü. Bu ekstrem bir durum ve açıklanmaya muhtaç. Ölüm nedenlerini bilmek istiyoruz” dedi.
İstanbul’daki ölüm verilerinin büyükşehir belediyesi tarafından düzenli girildiğini ve güvenilir olduğunu belirten Yaman, sayıların COVID-19’un etkisinin sürdüğünü gösterdiğini söyledi. Tablonun zamana yayılmadığını, daha önceki COVID-19 dalgalarından tanıdıkları bir ‘ölüm dalgası‘nın gözlendiğini anlatan Yaman şöyle devam etti: “Bizde salgın dalgaları 2020’den beri genellikle mart-nisan-mayıs, ağustos-eylül sonra da kasım-aralık-ocak dönemleriyle görüldü. Şimdi de benzerini yaşıyoruz.”
COVID-19’u işaret ediyor
Bakan Koca’nın açıklamalarının aksine COVID-19’un ortadan kalkmadığını, grip, nezle ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarının daha önce de görüldüğünü hatırlatan Yaman şöyle devem etti: “Ölümler stabil ilerler. Geriye dönük kıyaslamada görüyorum ki 2019 ve 2017’de ölümlerde bir artış var. 2018’de ise hafif de olsa bir düşüş. Bunların o dönemdeki solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı ölümler olduğunu düşünüyorum. Şu anki ölümler bunları da aşmış vaziyette. Salgın öncesi her yıl yaşanan, normal denilebilecek ölüm artışlarının üzerine bir şey gelmiş olmalı. Yılın son haftası aşırı bir durum yaşandı. Yine İstanbul’da ölüm sayılarında 2021’e yaklaştık. Ocak başında 2021’i de geçtik. 2021 pandeminin hala yoğun yaşandığı yıldı. Delta varyantından çıkılmış, Omicron’a geçilmişti. Ama bu geçiş döneminde bu yıl ocağın ilk haftasında, o geçmiş dönemin ocağını geçerek, üzerine çıkmışız.”
Yaman Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2020, 2021 ve 2022 ölüm verilerinin kendi yaptığı hesapları doğruladığını da söyledi.
‘Diğer şehirlerde de durum aynıdır‘
Peki diğer kentlerde de benzer artış var mı?
Yaman, salgının başlamasından kısa bir süre sonra Nisan 2020’den itibaren ölüm verilerinin (ölüm nedenleri, yaşı vs.) e-devletten kaldırıldığını söyledi. Oran veremeyeceğini ancak söz konusu artışın İstanbulla sınırlı olamayacağını vurgulayan Yaman, “Salgın döneminde de benzere bir şey yaşandı. İstanbula özel bir durum olamaz. Pandemide varyantlar genelde önce İstanbul’da, bir-iki hafta sonra da ülkenin her yerine yayılıyordu. Dolayısıyla şimdi de durumun diğer şehirler için farklı olduğunu sanmıyorum” diye konuştu.
Yaman İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili verilerine de güveniyor. Hesaplarına göre kentte, aralık ortasında ölümler salgın öncesi ortalamanın yüzde 27 üzerinde seyretti. 1 Ekim ile 15 Aralık arasında 916 fazladan ölüm kaydedildi. Ölümler şu anda salgın öncesinin yüzde 12 üzerinde. Öte yandan ölümler aşırı sıcak geçen temmuz sonunda ortalamanın yüzde 64 üzerine çıkarak 2023’ün zirvesini yapmış!
‘Test yapılmıyor, neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmiyoruz‘
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Esin Tuncay, çok fazla sayıda virüsün dolaşımda olduğunu ve hastanelerde aşırı yoğunluk gözlendiğini söyledi. Bazı hastanelerde yeni gelen hastaları yatıracak yatak kalmadığını, yer açabilmek için uygun hastaların erken taburcu edildiğini belirten Tuncay, “Bir hastalık geçiriliyor, daha tam iyileşemeden başka bir virütik enfeksiyonla enfekte olunuyor. Enfeksiyonlar yaşlı ve KOAH gibi ek hastalığı olanlarda çok zor ve ağır seyrediyor. Tekrar tekrar ev içi bulaşmaları da olabiliyor. Solunum yoluyla kolay bulaşan bu hastalıklarda birkaç gün evde kalarak izole olmak gerekiyor” diye konuştu.
Ortada çok fazla sayıda virüs dolaştığını belirten Tuncay şöyle devam etti: “En kötüsü afaki konuşmak zorunda kalıyoruz. Çünkü yeterince tanı testi yapılmıyor. Neyle karşı karşıyayız, birkaç virüs üst üste mi etkiliyor? Yoksa aslında iki aşamalı bir virüsle mi karşılaşıyoruz? İnsanlar önce iyileşiyor, ondan sonra tekrar hastalanıyor, ateşi yükseliyor, öksürük çok uzun sürüyor. Bunlar Covid-19 artı başka bir viral enfeksiyon mu? Hiç bilmiyoruz.”
‘Kalabalık hastalıkları körüklüyor‘
Nüfusu 16 milyonu aşan İstanbul bir metropol. Toplu taşıma araçları kabalık. Kışın kapalı ve havasız ortamlarda daha uzun zaman geçiriliyor. Bu yakın temaslar enfeksiyon kaynaklarının bulaşmasını kolaylaştırıyor. Enfeksiyonlardan korunmanın en etkili yolu aşılanmak. Bazı enfeksiyonların aşısı var. Dolaşımdaki yeni Covidd-19 varyantlarına özgü güncel aşıyı edinmek Türkiyenin hiç gündemine gelmedi. Temin edilen grip aşılarınınsa risk grubundakiler dahi gerektiği kadar yaptırmıyor.
Tuncay grip geçirmeyen, risk grubundakilerin aşı yaptırmasını istedi.
Tuncay kalabalığın hastalıkların yayılımını körüklediğini söyledi: “Hastanelerden randevu alınamıyor. Randevu alamayanlar acil servislere yığılıyor. Servislerde, yoğun bakımlarda yer kalmadığı için hastalar acillerin müşahede odalarında, koridorlarında bekletiliyor. Bulaşma zincirini kırmak için hastalar evlerinde kalarak dinlenmeli. Özellikle hastanelerde ve toplu taşıma araçlarında maske takılmalı. Ancak Sağlık Bakanlığı bu konuda hiçbir uyarı yapmıyor.”