Özel Hastanelerde Tıbbi Denetim Dönemi Özel Hastanelerde Tıbbi Denetim Dönemi

Kamu hastanelerinin ağız ve diş sağlığı merkezlerine giderek sağlık hizmeti almaya çalışan hastalar adeta canından beziyor. Uzun randevu süreleri, diş tedavilerine yetmeyecek kadar olan tedavi süreleri, kullanılan malzemelerin kalitesizliği gibi pek çok sorun yaşayan hastalar kadar burada çalışan sağlıkçılar da mutsuz. 14 Şubat günü bir günlük iş bırakma eylemi yapacak olan ağız ve diş sağlığı çalışanları, çalışma koşullarıın iyileştirilmesi ve hasta sağlığına uygun bir iş ortamı talep edecek.

PARAN YOKSA BEKLE

Ağız ve diş sağlığı merkezlerinde yaşanan  sorunları yerinde gözlemlemek için Okmeydanı Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’ne gittik. Burada konuştuğumuz hastalardan üniversite öğrencisi genç bir kadın şunları söyledi: ‘‘Röntgen çektirmek için buraya geldim ancak aşırı kalabalık. Dolgularımı yaptırmak için KYK kredimi biriktirip özel bir diş kliniğine gitmek durumunda kalmıştım. Ama şimdi KYK kredimi biriktirsem de özel diş kliniğinde bunları yaptırmam mümkün değil, çünkü özelde diş çok pahalı. O yüzden mecburen gelip burada yaptırmak durumundayım.’’

9-10 yaşlarındaki çocuğunun diş tedavisi için hastaneye gelen bir anne ise yaşadıklarını ‘‘Ağzımda sağlam diş yok, özelde yaptırmaya kalksam her ay bir tanesini anca yaptırabilirim. Ben çürük dişlerle de olsa idare etmeye çalışıyorum ama çocuğum ağrıya dayanamıyor. O  yüzden çocuğumu tedavi için getirdim, çok zor randevu buldum. Daha önce başka yerdeki ağız ve sağlığı hastanesine randevu almıştım. Randevu günü gittiğimizde oradaki cihazların çalışmadığı söylendi, tedavi olamadık. Burada zor sıra bulduk buraya gedik. Ancak bir tedavi için en az 3-4 kez gelmemiz ve her seferinde de randevu almamız gerekiyor. Paramız olsa özel merkeze giderek bunları bir günde halledebiliriz" diyerek yaşadıklarını anlattı. Hastaların yaşadığı sorunların benzerini kamuda çalışan diş hekimleri anlattı.

Kamu Diş Hekimleri Derneği Başkanı Necat Dilaver, kamudaki diş hekimlerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Dilaver, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) cetvellerinin bakanlık tarafından hazırlandığını ve hasta başına 10-15 dakika gibi kısa bir süreye mecbur kalındığını, diş hekimliği hizmetlerinin hepsinin müdahale gerektiren hizmetler olması sebebiyle bu sürenin yeterli olmadığını kaydetti. Bu durumun hasta birikmesine yol açtığını vurgulayan Dilaver kamuya daha fazla diş hekimi atamasıyla ve yeni diş koltuklarının açılmasıyla bu durumun önüne biraz da olsa geçilebileceğini belirtti. Dilaver “Fakat tek sıkıntımız hasta yoğunluğu değil çalıştığımız malzemeyi de biz seçemiyoruz. Diş hekiminin yanında mutlaka bir yardımcı personel olması lazım ki diş hekimi verimli çalışabilsin fakat çoğu yerde o da verilmiyor. Bir ağız diş sağılığı teknikeri üç diş hekimine birden bakıyor. Bu da hizmetin verimliliğini düşürüyor” dedi.

YOKSULLUK SINIRINDA MAAŞ

Hekim Birliği Genel Başkan Yardımcısı Diş Hekimi Özgür Öz de birçok diş hekiminin yoksulluk sınırında maaş aldığını ve bazı hekimlerin taban ödeme bile alamadığını, kamu kurumundaki hekimlerinin ise bu durumdan daha fazla etkilendiğine dikkat çekti. Ayrıca, teşvik ödemelerindeki adaletsizliğe değinen Öz, tıp hekimlerine yüzde 36 tavandan teşvik ödemesi yapılırken, diş hekimlerine bu oranın 2024 Nisan itibarıyla yüzde 24’e düşürüldüğünü, bunun da gelir kaybına yol açtığını söyledi.

Diş hekimlerinin “acil” kavramı olmamasına rağmen nöbet tutturulması ve vardiya sistemine tabi tutulması, diş hekimliği mesleğinin doğasına aykırı olduğuna dikkat çeken Öz, bu uygulamaların hekimlerin ruhsal ve fiziksel yıpranmasına, motivasyon kaybına ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığını dile getirdi. Yoğun iş yükü, hasta baskısı, düşük ücretler ve kötü çalışma koşullarının diş hekimlerini zor şartlar altında mesleklerini icra etmeye ittiğini belirten Öz, bu problemlerin çözülmesi için acil bir müdahale ve düzenleme gerektiğini vurguladı.

Özel diş merkezleri ve muayenelerinin SGK anlaşmalı olması gerektiğine dikkat çeken Öz, şöyle devam etti: ‘‘Halk, devlet desteğiyle tıpkı özel hastanelerde olduğu gibi özel muayenelerden de SGK’li hizmet alabilmeli. Kamuda ise hekimlerin hakları verilmeli. Diş hekimleri olarak büyük bir yıpranmışlık, tükenmişlik ve bitkinlik yaşıyoruz. Mesleğimizi icra edecek koşullar mevcut değil. Bu durumun düzelmesi için MHRS sayılarının düşürülmesi, nitelikli bir ücretlendirme yapılması ve güvenli, saygın çalışma koşullarının oluşturulması gerekiyor. Bu talepler çok zorlayıcı değil; bunun için yalnızca ciddiyet, iyi niyet ve kararlı bir irade gereklidir. Bakanlık, sahadan gelen seslere ve çözüm önerilerimize kulak verirse, sorunların çözümü zor değil; aksine oldukça basittir.”

Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur, Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri’nde ve Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri’nde (ADSH) yaşanan sorunlara ilişkin mevcut sağlık politikalarının, sağlık çalışanlarını ve toplumun ağız-diş sağlığı hizmetlerini ciddi şekilde olumsuz etkilediğini belirtti.

Uğur özetle şunları söyledi: ‘‘Koruyucu sağlık sistemi odaklı olmayan, plansız ve piyasacı sağlık sisteminin getirdiği sonuçlar, toplum ağız ve diş sağlığı politikalarını çürütmüş durumda. Altında ezilen ise sağlık çalışanları oluyor. Başhekim, idari personel ve diğer birimlerin olmadığı bir çalışma düzeninde tüm yük sağlık çalışanlarının üzerine yıkılıyor. Ayrıca, diş protez laboratuvarlarında vardiya sistemi için yeterli personel bulunmuyor. Bu durum, iş yükünü artırdığı gibi kaliteli ve sağlıklı hizmet sunumunu da imkânsız hale getiriyor. Sağlık sisteminde esas sorun piyasa odaklı politikalardır. Sağlıkta Dönüşüm Programı, devletin sağlık hizmetlerindeki etkinliğini azaltmış, merkezi planlama ve denetleme ilkesini kaldırmıştır. Koruyucu sağlık hizmetleri geliştirilmediği sürece artan hasta sayısının azaltılması mümkün değildir.’’

∗∗∗

ADSM ÇALIŞANLARININ TALEPLERİ

• Sağlıkta Dönüşüm Programı’ndan vazgeçilerek, merkezi planlamaya dayalı bir sağlık politikası uygulanmalı.

• Performans sistemine son verilerek, sağlık hizmetlerinde niteliği önceleyen bir yaklaşım benimsenmeli.

• Ağız ve diş sağlığı hizmetleri, eşit, ücretsiz ve ulaşılabilir kamu hizmeti olarak sunulmalı.

• MHRS süreleri düzenlenmeli ve diş hekimlerinin çalışma saatlerini kendilerine göre planlamasına olanak sağlanmalı.

• Her diş hekimine bir ağız ve diş sağlığı teknikeri düşecek şekilde uygun çalışma ortamı sağlanmalı.

• Sağlık çalışanlarının ücretleri tek kalemden ve emekliliğe yansıyacak şekilde düzenlenmeli.

∗∗∗

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI KARNEMİZ KÖTÜ

• Ülkede 5 yaş grubu çocuklar ile 35-44 yaş grubu bireylerde en az bir dişi çürüklerin oranı yüzde 60’ın üzerinde. Tedavi ihtiyacı olanların oranı ise %86,5.

• Gelişmiş ülkelerde diş hekimine bir yılda başvuru sıklığı kişi başı 5 iken, ülkemizde oran 0,67.

• Türkiye’de bir kişi yılda bir tüp diş macunu bitirirken bu oran Avrupa’da 3, Amerika’da ise 4 tüp.

• Türkiye’de yıllık kişi başı diş fırçası tüketimi 1’dir, olması gereken ise yıllık kişi başı 4.

BİRGÜN

Editör: Sercan Yılmaz