Kozlu ilçesi Fatih Mahallesi'nde yaşayan 40 yaşındaki Gültekin, 2021'de 29 haftalık hamileyken kontrol için gittiği Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesinde yüksek tansiyon şikayeti üzerine tedaviye alındı. Durumu haber vermek için aradığı eşinin Kovid-19'a yakalandığını öğrenen ve ardından verdiği testlerde kendisinde de virüs tespit edilen Gültekin, doktorların normal doğumu beklemeyi riskli görmesi üzerine sezaryenle erken doğum yaptı.

Servise alınmasından birkaç gün sonra virüsün akciğerlerini sarmaya başlamasıyla durumu ağırlaşan Gültekin, iki hafta süren zorlu yoğun bakım sürecinde bebeğinden ayrı kaldı. Tehlikeyi atlatan ancak kas kaybı yaşadığı için fizik tedavi gören hemşire, tekerlekli sandalyede taburcu edilirken alkışlarla uğurlandı.

Kredi kartı kullanıcılarına 'para puan' uyarısı: 31 Aralık son Kredi kartı kullanıcılarına 'para puan' uyarısı: 31 Aralık son

Hastalığa bağlı saç dökülmesi, tırnaklarda şekil bozukluğu gibi bazı komplikasyonlar geçirse de enerjisini geri kazanan Gültekin, doğumunda ayrı kaldığı 2,5 yaşındaki kızı Betül Hafsa ile bol bol vakit geçirip, hüzünlere ve mutluluklara tanıklık ettiği mesleğinde hastalarının iyileşip sevdiklerine kavuşması için çabalıyor.

Yeni doğum yapmış başka bir annenin vefatının üzüntüsünü yaşadı

Geçirdiği zorlu süreci gözyaşlarıyla anlatan 15 yıllık hemşire Fatma Gültekin, ajans muhabirine, bebeğini dünyaya getirmesinin ardından sadece ağlama sesini duyduğunu ve bir kere bile yüzünü göremediğini söyledi.

Gültekin, yoğun bakıma alındığında hemşire olmasından dolayı bildiği zorlu tedavi sürecinde hiçbir zaman pes etmeyeceğine ve kızı için sabredeceğine kendisine söz verdiğini dile getirdi.

Hareket edemeyecek duruma gelse de kızının bir an olsun aklından çıkmadığını dile getiren Gültekin, "Telefonla görüntülü görüşme imkanı bulduk. Yenidoğan yoğun bakımını arayarak bebeğim hakkında bilgi alma ve görme şansım oluyordu." dedi.

Gültekin, iyileşip yeniden hareket edebilir hale geldiği anın kendisi için önemli olduğuna değinerek, hastaneden çıkmasının ardından 10 gün sonra ise kızının da taburcu olacağı bilgisinin geldiğini aktardı.

Kendisi gibi yeni doğum yapmış başka bir anne ile yoğun bakımda karşılıklı yatıp birbirlerinden destek aldıklarından bahseden Gültekin, yoğun bakımda vefat eden o anneyi kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını söyledi.

"Kızım, ailem ve sevdiklerim için sabırlı davranmam gerekiyordu"

Gültekin, işine geri dönmesinin kendisine iyi geldiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Hem psikolojimi toparladım hem de evdekilere daha çok yettiğimi gördüm. Kovid-19'u o dönem televizyonlardan izlerdik. Bir gün benim de bu duruma bu derece gelebileceğimi tahmin etmemiştim. Televizyonlarda gördüğüm oksijen açlığının belki de daha ağırını kendim yaşadım. Asla, 'Bu benim başıma neden geldi?' demedim. Sorgulamasını yapmadım. Bu belki benim için bir imtihandı. Üstesinden gelmem, kızım, ailem ve sevdiklerim için sabırlı davranmam gerekiyordu. Pek çok kişinin hayır duasını aldığımı çıkınca duydum. Allah'ım beni kızıma, kızımı da bana bağışladı. Bu süreci atlattık, şimdi çok şükür görevimin başındayım."

Hastalar için elinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştığını belirten Gültekin, "Bakım veren rolündeyken bakım alan rolüne bürünüyorsunuz. O zaman şunu daha çok hissediyorsunuz. Karşınızdaki insanların size karşı tutumu, iletişimi ne kadar naif olursa iyileşme sürecine katkıda bulunuyor. Bu süreci bizzat geçirmiş biri olarak insanların psikolojilerini daha çok anlamaya başladım. Yaklaşımım, konuşma tarzım onları daha çok anlama yönünde ilerlemeye başladı." diye konuştu.

Gültekin, zor süreçlerin bazı şeylerin kıymetini daha bilinmesini sağladığını vurgulayarak, "Çok şükür çocuğumun yanındayım, ayağa kalktım ve işimin başındayım. Hem mesleğime hem de kızıma doya doya sarılıp geçireceğim vakitlerim olur inşallah." dedi.

Sağlık çalışanlarının Kovid-19 sürecinde büyük fedakarlıklarda bulunduklarını hatırlatan Gültekin, sağlığına kavuşmasında emeği geçen meslektaşlarına teşekkür etti.

Kaynak: rss