Yerel seçimler sona erdi, fakat sonuçları tartışılmaya devam ediyor. Yerel seçim öncesinde , "Geliyorum" diyen yenilgiye dair uyarıcı yazılar kaleme alan Yeni Şafak Yazarı Mehmet Metiner, Ak Parti'nin neden kaybettiğini değerlendirdiği yazısında, "Biz kendimize yenildik" dedi.
24.Dönem Adıyaman, 25 ve 26. Dönem AK Parti İstanbul Milletvekili, Yeni Şafak Köşe Yazarı ve Demokrasi ve Birlik Derneği/Vakfı Genel Başkanı Mehmet Metiner, Ak Parti'nin yerel seçimlerde aldığı sonucu değerlendirdi. "Bu kez çok kısa ve öz yazacağım" diyen Metiner, "Biz kendimize yenildik" dedi.
İŞTE O YAZI!
Çok uzun yazmayacağım.
Bu kez çok kısa ve öz yazacağım.
Biz kendimize yenildik.
AK Parti CHP’ye yenilmedi.
Sebeplerine uzun uzadıya girmeyeceğim.
Reis’imiz MYK toplantısında denilmesi gerekeni dedi.
Kibir virüsü bizi evvela özümüzden kopardı.
Sonra içinden çıktığımız milletten kopardı.
Bu birden bire olmadı.
Son seçim sadece o virüsün bünyemizde nasıl bir tahribata yol açtığını gösterdi.
Biz iktidarın şehvetine yenik düştük.
Kendi nefsimize yenildik.
Nefsimiz büyüdükçe partimiz küçüldü.
Nefislerini aziz bilenle partiyi küçülttüler.
Küskünlükler, dışlamalar, itibar suikastları vs çoğaldı.
Gün yeniden özümüze dönme günüdür.
Gün, yeniden ilk günkü aşkla AK Parti’yi topyekûn inşa etme günüdür.
AK Parti milletin partisidir, devletin değil.
AK Parti’yi devletin partisine dönüştürenler, kendilerini de devletlû katına yerleştirenler AK Parti’yi özünden kopardılar.
Güç zehirledi.
Kibir kemirdi.
Ekonomik sebepler önemsiz mi?
Değil elbet.
Ama kimse ekonomik sebeplerin ardına sığınarak asıl gerçeği ört bas etmesin.
Olan oldu.
Millet mesajını verdi.
Milletin mesajını aldığımızı söylememiz çok önemli.
Ama asıl önemli olan o mesajın gereğini yapmak.
O mesajın gereği yapılmazsa Reis’in dediği gibi eriyip gideriz.
AK Parti’nin kimliğiyle ve genleriyle oynamaya kimsenin hakkı yok.
Herkes kafasına göre bir AK Parti tanımı yapmaya başladı.
Her yerin AK Partisi farklı farklı oldu.
Muğla’nın ve İzmir’in AK Partisi ile Diyarbakır’ın ve Rize’nin AK Partisi farklı olabilir mi?
Oldu.
Herkes AK Parti’ye kendince bir tanım giydirmeye çalıştı.
AK Parti’nin Reis tarafından ilan edilen asli kimliği amorf hale getirildi.
Öyle ki Reis’in AK Partisi’yle seçim kazanılamayacağını varsayan kimileri bulundukları şehirlerde kendince bir AK Parti kimliği oluşturmaya başladılar.
Dahası ve en fenası, AK Parti ve Reis demekten kaçındılar.
AK Parti’nin amblemini adeta görünmez kıldılar.
AK Parti’yi de kendilerine göre takdim ettiler.
Sonuç ortada.
Ümitsiz miyim?
Asla değilim.
Tersine çok daha fazla umutluyum.
Reis’in AK Parti’sinin yeniden ete kemiğe büründürülmesiyle eskisinden çok daha güçlü olacağımıza inancım tamdır.
O yüzden topyekûn değişim diyorum.
Topyekûn yeni bir inşa diyorum.
İlk günkü inanç ve aşkla yeni bir AK Parti diyorum.
Reis’imizin ölümüne yanında olanlardanız biz.
AK Parti’yi partilerden bir parti olarak görmeyenlerdeniz biz.
Reis var olduğu sürece AK Parti diyenlerdeniz biz.
AK Parti’yi sistem partilerinden bir parti konumuna düşürmek, Reis’in ve AK Parti’nin misyonuna ve varlık nedenine ihanet olur.
Millet Reis’i bir partinin genel başkanı olduğu için sevmedi. Üstünde taşıdığı o değerlerden dolayı sevdi. Seviyor.
AK Parti’yi herhangi bir parti olarak görüp sevmedi. Kendisinin partisi ve değerlerinin savunucusu bir parti olarak gördüğü için sevdi destekledi.
Kendine hizmetkâr olan AK Parti’yi sevdi.
Hizmetkârlığın süreç içinde efendiliğe dönüştüğünü ve değerlerin de alındığını görünce de tepkisini koydu.
Şimdi yeniden özümüze dönme günüdür.
Hiç kimsenin kuşkusu olmasın:
Reis’in dediği gibi AK Parti özüne dönecek, yeniden derlenip toparlanacak, devletin ve sistemin değil milletin partisi olduğunu gösterecek, milletin değerlerinin savunucusu hizmetkâr bir parti olduğunu gösterecek ve milletin adamlarıyla yol yürüyecek. Millet ne derse onu yapacak.
Ve göreceksiniz işte o vakit AK Parti’miz eskisinden çok daha güçlü hale gelecek.
Biz kendimize yenildik.
Nefsimize yenildik.
Şimdi siyasi tövbe zamanıdır.
Ve dahi gereğini yapma zamanıdır.
Yeni bir başlangıç için haydi Bismillah!