Memur-Sen Konfederasyonu öncülüğünde kamu görevlilerinin çalışarak elde ettiği kazanımların ikincil mekanizmalar tarafından kısıtlanması Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde protesto edildi.

Memur-Sen Konfederasyonu, ilk kazanımlarından olan, 2012 yılından bu yana 7 Toplu Sözleşme döneminde bilfiil uygulanan, bugün itibariyle 250 bin kamu görevlisini kapsayan "Koruyucu Giyim" kazanımının engellenmesini kabul etmediklerini, kamu görevlilerinin haklarını sonuna kadar arayacaklarını belirtmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde protesto düzenleyerek basın açıklaması yaptı.

Koruyucu Giyim kazanımının uygulanması için bütün süreçlerin takipçisi olmanın yanı sıra bir nevi “Kazanılmış-müktesep hak” uygulamasına dönen, 12 yılı aşkın süredir eksiksiz uygulanan ve Sayıştay tarafından yıllardır denetiminde sorun bulunmayan kazanımlarının engellenmesine müsaade etmeyeceklerini belirtmek üzere Memur-Sen ve hizmet kollarının düzenlediği protesto ve basın açıklaması yoğun katılımla gerçekleşti.

Sık sık kazanımlarının önündeki engellerin kaldırılmasıyla ilgili sloganların atıldığı etkinlikte basın açıklaması Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul tarafından okundu.

 

"Adalet, zamanında tecelli etmesiyle mümkündür"

Adaletin, insanlığın mayası, hakkın terazisi, devletin temel taşı olduğunu belirten Tonbul, "Adalet; bilerek ve isteyerek mağduriyete sebep olmak değil, akil olanın, haklı olanın, hakkı olanın ve doğru olanın zamanında tecelli etmesiyle mümkündür. Biz adaletin gecikmeden, zamanında, adil olarak tecelli etmesi için bütün süreçleri, bütün aşamaları ve bütün yolları deneyerek haksızlığı haykırmak için bugün buraya geldik. Bugün burada toplanmamızın sebebi; Tarım Orman, Enerji, Bayındır, Basın ve Kültür turizm çalışanı 250 bin kamu görevlisini kapsayan Koruyucu Giyim kazanımımızın, engellenmesinden kaynaklıdır. Aynı zamanda; 1. Dereceye yükselmiş tüm memurlara 3600 Ek Gösterge verilmesi ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen Toplu Sözleşme İkramiyesi kazanımımızın ödenmesi için de buradayız. Toplu sözleşme masasında kılı kırk yararak elde ettiğimiz kazanımlar; Hazine ve Maliye Bakanı adına Genel Müdür imzasıyla engelleniyorsa; toplu sözleşme masasının da toplu sözleşme taraflarının da, masada aldığınız kazanımların da bir anlamı yok demektir. Böyle bir adaletsizlik, böyle bir garabet nasıl olur? Bu haksızlığa nasıl susulur?" dedi.

"12 yıldır sorunsuz uygulanan bu hüküm bugün neden sorun oldu?"

Koruyucu giyim, 2012 yılında gerçekleştirilen ilk toplu sözleşme kazanımı olduğunu hatırlatan Tonbul, "12 yıldır sorunsuz uygulanan bu hüküm bugün neden sorun oldu? Acaba sizler alamadığınız için mi? Gerçeği kamuoyuna ve kamu görevlilerine açıklıyoruz. İlk toplu sözleşmede; gerek genel gerekse de hizmet kolları Hakem Kurulu kararıyla sonuçlandı ve Koruyucu Giyim burada kazanıldı. Bu kararın altında Sayıştay Başkanı’nın da imzası bulunuyordu. Maliye temsilcilerinin yer aldığı gerek masada gerekse de komisyonlarda bu hüküm diğer hizmet kollarına yaygınlaştırıldı. 3 dönem uygulanan ve istikrar kazanan bu uygulamadan; Maliye bürokratları 'bizim bu komisyonlarda bulunmamızı gerektirecek bir şey yok' diyerek kendi istekleriyle 4. Dönem Toplu Sözleşmede komisyondan çıktılar. Soruyoruz… Kamu İşveren temsilcilerinin hiçbir şerhi olmadan 6 dönem boyunca sıkıntısız uygulanan Koruyucu Giyim kazanımımız, bugün ne oldu da engelleniyor?" ifadelerine yer verdi.

"Adalet bunun neresinde?"

Açıklamasının devamında Tonbul, şunları kaydetti:

"Kurumlar arasında farklı uygulamaların ortadan kaldırılması için Enerji Hizmet Kolu görüşmelerinde katsayıya bağlı makul bir tavan getirelim önerisinde bulunduk. Ancak maliye temsilcileri komik bir rakam önerdiler. Maliyeciler masada tehditvari 'o zaman gidin Sayıştay ile uğraşın' dediler. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Toplu sözleşme kazanımı ileriye yürür, geriye gitmez. Bunu maliye temsilcileri bilmiyor mu? Bunu da sorgulamak lazım. Kamu iş veren heyeti başkanı olarak, Çalışma Bakanı'nın imzası bulunan, içerisinde Sayıştay Başkanı, Strateji ve Bütçe Başkanı, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı ve diğer bürokratların yer aldığı Heyet ve Hakem Kurulu tarafından imza altına alınan Koruyucu Giyim hakkımız; yine maliye bürokratları tarafından engelleniyor. Sayıştay denetçileri yönlendirilerek, kurumlara elektronik posta gönderilip kurum yetkilileri tehdit ediliyor. Hakem Kurulu’nda Sayıştay Başkanının başkanlık yaptığı ve Koruyucu Giyim kazanımımıza imza attığı gerçeğinin üstü kapatılmaya çalışılıyor. Soruyorum size adalet bunun neresinde?"

"Mevzuatı evirip çevirerek, Koruyucu Giyim kazanımımız normal giyim yardımıyla eş değer tutuluyor"

Tonbul, "Bakan adına aynı Genel Müdür, kamu kurum ve kuruluşlarına yazı yazıyor ve 'Koruyucu Giyim için bize danışacaksınız, bizden onay alacaksınız, yoksa Sayıştay gereğini yapacak.' diyor. Bakanlık kendisine tanıdığı sınırsız yetkiyle diğer bakanlıklara toplu sözleşme kazanımımızı ortadan kaldırmaya yönelik talimatlar yağdırıyor. Daha da ileriye giderek; 'eğer dediğimizi yapmazsanız koruyucu giyim bedelini rücu eder, hakkınızda idari soruşturma başlatırız' deniliyor. Maliye Bakanlığı, Anayasadan, uluslararası sözleşmelerden, toplu sözleşme heyetinden daha mı yetkili de tehdit ediyor. Bu durumdan çok daha vahimini sizlerle paylaşmak istiyorum. Mevzuatı evirip çevirerek, Koruyucu Giyim kazanımımız, normal giyim yardımıyla eş değer tutuluyor. Kurumlara gönderilen yazıda Koruyucu Giyim kazanımımız Giyecek Yardımı Yönetmeliği ile ilişkilendiriliyor. Koruyucu Giyimi engellemek için mevzuatı çorba gibi karıştırıp usulsüz kararlar veriliyor. Kamu görevlilerine verilen giyim yardımıyla hiçbir ilgisi ve ilişkisi olmayan, yetkili sendika ile ilgili kurum arasında belirlenecek usule göre verilmesi öngörülen Koruyucu Giyim hakkımız, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından engelleniyor. Bunun en basit açıklaması şudur; İlgili Bakanlık; 'Ben Anayasayı tanımıyorum. Ben Uluslararası Sözleşmeleri tanımıyorum. Ben Kanunu ve Toplu Sözleşme Heyetini tanımıyorum.' diyor…"şeklinde belirtti.

"Toplu sözleşme masasında biz böyle bir yetki vermedik"

Tonbul, "2 gün önce Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Koruyucu Giyim kazanımının engellenmediği, uygulama hatalarının düzeltildiği yönünde basın açıklaması yapıldı. Toplu sözleşme maddemizde diyor ki; 'Kime verileceğine, nasıl verileceğine, ne zaman verileceğine, nasıl muhafaza edileceğine, ilişkin usul ve esaslar yetkili sendika ve ilgili kurum tarafından belirlenir.' Toplu sözleşme masasında Maliye Bakanlığı’na uygulama hatalarını düzeltme yetkisi verdik mi? Yazdıkları yazı da yaptıkları açıklama da her yönüyle, her ifadesiyle, her açıdan yanlış ve tutarsızdır. Sayın Bakan adına kurumlara yazılan yazıda kime verileceği ne zaman verileceği ne şekilde verileceği, nasıl muhafaza edileceği ayrıca talimatlandırılmıştır. Bir de bunun üstüne bakanlıkların ve kurumların kendisinden onay almasını zorunlu hale getirmiştir. Bu yetkiyi ona kim verdi? Toplu sözleşme masasında biz böyle bir yetki vermedik. Tamamen hukuksuz, tamamen usulsüz, tamamen uygunsuz bu uygulamaları kabul etmediğimizi ve etmeyeceğimizi buradan haykırıyoruz." ifade etti.

"Toplu sözleşme masasına da masanın taraflarına da zarar vermeyin"

Hazine ve Maliye Bakanına seslenen Tonbul, "Sesimizi duyun, yazılarınızı derhal çekin. Sosyal maliyet oluşturmayın. Bu tasarruf değil, toplumsal maliyet üretmektedir. Toplu sözleşme masasına da masanın taraflarına da zarar vermeyin. Büyük mücadele ile masada aldığımız kazanımlarımızın uygulanması aşamasında sorun çıkarmayın, sorun çıkaranlar hakkında gerekli işlemi yapın." ifadelerine yer verdi. 

"1 Nisan şakası olarak yorumladığımız Giyecek Yardımı genelgesi yayımlandı"

Ameliyat skandalına 3 yıl istendi Ameliyat skandalına 3 yıl istendi

Maliye Bakanlığının giyim için verdiği paraların komik olduğunu söyleyen Tonbul, "Geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanlığı tarafından; 1 Nisan şakası olarak yorumladığımız 'Giyecek Yardımı' genelgesi yayımlandı. Genelgeye göre; takım elbise 677 lira, pantolon 143 lira, ayakkabı 191 lira, önlük 68 lira, gibi komik rakamlar açıklandı. Toplam 38 ürün için belirlenen tutarların hepsi bu şekilde piyasada karşılığı olmayan komik rakamlardır. Biz buradan Sayın Bakana 191 lira ile alınabilecek ayakkabıyı göstermek için ayağımıza giyerek geldik. Ayağımızdaki kara lastiklerin fiyatı bile 191 liradan yüksek. Varın gerisini siz düşünün. Buradan giderken lastik ayakkabıları Bakanlığın önünde bırakarak gideceğiz ki; kamu görevlilerine reva gördükleri ayakkabıları buyursun kendileri giysinler. Ayakkabı fiyatını 191 lira olarak gören Maliye Bakanlığı yöneticilerinin; enflasyondan, piyasadaki fiyatlardan, mağazadaki ürünlerden haberi olmadığını açıkça görüyoruz. Diğer taraftan Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilen 'Toplu Sözleşme İkramiyesi' kazanımımıza ilişkin halen düzenleme yapılmadı." dedi.

"Bilerek ve isteyerek yaptığınız yanlışlarınız devletimize imkan değil maliyet üretti"

Cumhurbaşkanın bu konunun düzeltileceğini açıkça beyan ettiğini ifade eden Tonbul, "2 aydır ödenmeyen ve aylık 345 lira kamu görevlisini zarara uğratan bu karar; Maliye Bakanlığı bütçesine 1,5 milyar lira para bıraktı. Bu para Maliye bütçesine kar değil, kamu görevlileri için ayrılan bütçeden alınan paradır. Bu para üyelerimizin hakkıdır ve Bütçe Kanununda bu tutar kamu görevlilerimize ayrılmıştır. Yasal düzenlemesi bir an önce yapılarak Mart ve Nisan ayı kayıplarını da telafi edecek şekilde hayata geçirilmeli, kamu görevlilerimizin zararı tazmin edilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın söz verdiği emeklilere seyyanen zammı vermeyerek kâr yaptık sandılar. Sosyal maliyet ürettiler. Bu sosyal maliyetin hesabını kim verecek. Bununda sonucunu da hep birlikte gördük. Bilerek ve isteyerek yaptığınız yanlışlarınız devletimize imkan değil maliyet üretti." şeklinde belirtti.

Basın açıklaması sonrası ise Memur-Sen üyeleri ayaklarındaki kara lastik ayakkabılarını çıkararak Hazine ve Maliye Bakanlığı önüne bırakıldı. 

Kaynak: rss