Yer bilimci ve Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Naci Görür, tv100 Candaş Tolga Işık'ın sorularını yanıtladı. Görür, son günlerde Marmara'da peşi sıra meydana gelen depremleri değerlendirdi. Naci Görür'e bazı deprem uzmanlarının "Adalar'da böyle bir fay yok, bazı insanlar rant uğruna böyle bir fay hattı olduğundan bahsediyorlar" ifadeleri soruldu.
Görür söz konusu açıklamalara, "Titre taşımak sizi bilim adamı olduğunuz göstermez. Bilim adamı araştırma yapan, araştırma sonucu veriler toplayan, o verileri laboratuvarda analiz eden, yorumlayan ve uluslararası kamuoyunun bilgisine sunan ve yayınlayan insandır bilim adamı. Hiç yayın yapmayan adam bilim adamı değildir" diyerek yanıt verdi.
Görür ifadelerini şöyle sürdürdü:
"İstanbul'da deprem olmayacak demek büyük bir vebalin altına girmektir. Milyonlarca insanın can güvenliği noktasında bu kadar sorumsuz bu kadar bilgiye dayanmadan beyanat vermek yarın deprem olduğunda ölecek binlerce insanın günahını yüklenmek demektir."
Görür'ün yanıtlarından öne çıkanlar şöyle:
Çınarcık çukurluğu içerisinde meydana geldi. 1999 depremi körfezin Çınarlık çukurluğuna açıldığı yerde durdu. Onun için Marmara büyük bir çoğunluğuyla depreme gebe hale geldi. Biz AB'nin, Deniz Kuvvetlerinin, TÜBİTAK'ın desteğiyle Marmara'da bir elin parmağından az, Namık Çağatay, Celal Şengör'ün de içinde olduğu benim başkanlığımdaki ekiple bu çalışmaları yaptık. Ve Marmara'da 2 fayın kilitli olduğu ve deprem üretme durumunda stres biriktirdiğini saptadık.
8-10 tane bir demet halinde. Onlar deprem üretirse en fazla 6'ya çıkabilirler. İşte o günkü deprem onlar üzerinde oldu. O yüzden ben asıl beklediğimiz değil endişe etmemek lazım dedim.
Marmara Denizi'nde gerilim
Marmara Denizi gerilim altında, gerilim nedir dediğiniz zaman, gerilim birim alana düşen kuvvetin miktarı demektir veya halk diliyle konuşursak fayların deprem üretmek için kayaları parçalama gücü demektir. Bizim Anadolu her yıl 1-2 cm o denizin altındaki fay boyunca Yunanistan'a gidiyor.
Deprem yapan faylar enerjinin yüzde 100'ünü boşaltmazlar. Bu enerjinin bir kısmı termal, elastik, dalga, kinematik enerji olarak boşalır, bir kısmını da fay çevreye veya kırılmamış yerlerine transfer eder.
"Bardağı taşıran son damla olabilir"
Orada küçük depremler üretirse, o yandaki sağındaki solundaki küçük fayları belirli ölçüde yükleyebilir. Eğer herhangi bir fayda yeterince stres birikmiş ekstra bir güce ihtiyaç duyuyorsa yani bahaneye bakıyorsa onu kırıp deprem oluşturabilir. Yani bardağı taşıran son damla olabilir.
"Tunceli'ye dikkat edin"
Büyük bir ihtimalle o bölgede dumanlı fayı var. Dumanlı fayı Gümüşhane'nin hemen yakınından gelir, Kuzey Anadolu fayına birleşir. O fay Erzincan'ın biraz batısında Kuzey Anadolu fayıyla birleşir. Erzincan ile Bingöl arasında Yedisu fayı vardır. Deprem olan faya görece olarak yakın. O Yedisu fayı en son depremi 1784'te üretmiştir ve deprem tekerrür periyodu da dolmuştur.
7'nin üzerinde bir deprem. Onun için ben birkaç gün önce Tunceli'ye dikkat edin, Tunceli'yi depreme hazırlayın, Pülümür'ü depreme hazırlayın. Bunlar gerçekten tehdit altında.