Hürriyet'ten Nedim Şener'in yazısı

Türkiye, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir sağlık skandalı ile çalkalanıyor.
Skandalın aktörleri herkesi şok ediyor. Adına “Yenidoğan Çetesi” denilen insanlık düşmanı “sağlık teröristleri”, PKK’lı, FETÖ’cü doktorlar ve mafyalaşmış özel hastane sahiplerinden oluşuyor. Temel görevi insanların sağlığı için emek vermek olan doktorlar, hemşireler, ambulans ekipleri ve sağlık görevlileri ile özel hastane sahipleri yenidoğan bebeklerin canı pahasına devleti milyarlarca dolandıran bir terörist yapılanma oluşturmuşlar. Yanlarına, her kesimden ünlü kişilerle boy boy fotoğrafları çıkan ve konuyu araştıran savcının ve ailesinin ölümle tehdit eden mafyatik tipleri de almışlar. Kurbanlar ise daha anne karnından yeni doğmuş bebekler, aylarca onları hasretle bekleyen aileleri, küresel COVID-19 pandemisi sırasında canları pahasına görevlerini namusuyla yapan ve her gün insanlara şifa olan sağlık çalışanları, topyekûn bir millet ve soyulan bir devlet. Bir hekim büyüğümüzün “Para kirletir” cümlesinde özetlediği gibi hepsinin ortak motivasyonu ise PARA.

Sağlık teröristleri: PKK’lı, FETÖ’cü doktorlar ve özel hastane mafyasıSüleyman Salih Zoroğlu/Ali Akçay/Fatih Sarı

SAĞLIKTAKİ FETÖ’CÜ VE PKK’LI MİKROPLAR

Türk sağlık sistemi hasta, öyle bir hastalık ki mikrobu içinde barındırıyor. Daha önce de defalarca yazdım; 15 Temmuz sonrası özel sağlık kurumlarında çalışmalarına izin verilen Fetullahçı Terör Örgütü mensubu hekimler, KHK ile terör örgütü PKK sempatizanı doktorlar bu hastalığı yaymaya devam etti. Bunlardan bir kısmı açtıkları davalarda aldıkları kararlarla yeniden devlet hastanelerinde ve üniversitelerdeki görevlerine geri dönüyorlar. Sadece halk sağlığı için değil meslek için hatta beraber aynı servislerde çalıştıkları meslektaşları için de tehlike yaratmaya devam ediyorlar. Hemen her gün bunlarla ilgili ihbarlar alıyorum. Ama devlet ve sistem gibi hepimizin eli kolu bağlı. Bir süre önce, FETÖ’cü doktor Süleyman Salih Zoroğlu’nun kliniğine gelen çocuklara ilaç vererek “ailelerinin kendilerine cinsel istismarda bulunduğu” yönünde beyan vermeye zorladığı ortaya çıkmıştı. Yine hafif bir şikâyetle hastaneye giden AK Parti Milletvekili İsmail Ok’u yanlış tedaviyle kasten entübe eden Prof. Dr. Ali Akçay’ın da FETÖ’cü olduğu ortaya çıkmıştı. “Sağlık teröristlerine” şimdi PKK’lı da eklendi.

PKK ÜYESİ DOKTOR SARI�

Skandal, 27 Mart 2023 tarihinde CİMER’e yapılan ve şu satırlarla başlayan ihbarla ortaya çıktı: ”Eski PKK hükümlüsü ve şu anki İYİ Parti üyesi Reyap Hastanesi yenidoğan bakım doktoru Fırat Sarı ve İlker Gönen SSK’yı dolandırmaktadır.”�
Sağlık terörizminin başını çeken Fatih Sarı, tıp fakültesinde okuduğu dönemde PKK örgüt üyeliğinden hüküm giyerek 5 yıl civarı cezaevinde yatmış, cezaevinden sonra okula tekrar dönerek mezun olup hekimlik yapmış. Sarı’nın kurduğu organizasyon, 5 Mayıs 2023 tarihli İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün yazısı üzerine 27 Mayıs 2023 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube’ye bildirilen ihbar üzerine başlatılan soruşturma ile açığa çıktı. 16 Ekim 2024 tarihli iddianamede “sağlık teröristlerinin” bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ettiği ve 10 bebeğin ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri belirlendi. 22’si tutuklu 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamedeki telefon konuşması kayıtları kan dondurucu.

Sağlık teröristleri: PKK’lı, FETÖ’cü doktorlar ve özel hastane mafyası

‘MALEN SORUMLU’ DEĞİL SUÇ ORTAĞI

Sağlık terörizminin altyapısında ise özel hastaneler var. “Yenidoğan çetesi” hakkındaki iddianamede, “malen sorumlu” sıfatıyla 19 özel hastanenin ismi de yer alıyor. Herkes fiilen suçun ortağı olan 19 hastane için “Neden malen sorumlu?” diye soruyor. Şüpheli doktor Fırat Sarı’nın elebaşısı olduğu suç örgütünün yaptıklarından hastane sahipleri ve yöneticileri habersiz miydi? Aksine suçu anlaşarak, bilerek işlediler.

Hangi başhekim milyonluk araziler topluyor? Hangi başhekim milyonluk araziler topluyor?

İkisi geçtiğimiz aylarda, 8’i iddianamenin ortaya çıkmasından sonra ruhsatnameleri iptal edilen 19 hastanenin isimleri şunlar: 1-Akabe Sağlık Tesisleri 2-Doğamed Sağlık Hizmetleri 3-Ekip Sağlık Hizmetleri 4-Güney Hastanesi Sağlık Hizmetleri 5-Medilife Sağlık Hizmetleri 6-Özel Avcılar Hospital Hastanesi 7-Özel Avrupa Şafak Hastahanesi 8-Özel Bağcılar Medlife Hastanesi 9-Özel Doğa Hospital 10-Özel İstanbul Şafak Hastanesi 11-Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri 12-Refik Arslan Sağlık Hizmetleri 13-Reyap Sağlık Hizmetleri A.Ş. 14-Silivri Kolan Hastanesi 15-Yonca Sağlık Hizmetleri 16- Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi 17- GMZ Sağlık Hizmetleri 18- Özel Reyap İstanbul Hastanesi 19- Özel TRG Hospitalist Hastanesi.

YA DİĞER YOĞUN BAKIMLAR

Bunlardan 10 tanesinin ruhsatı iptal edildi. Ortaya çıkan skandalın boyutlarına ve adı geçen hastanelerin olduğu listeye bakınca iki soru akla geliyor:

Birincisi “10 hastanenin ruhsatı iptal edildiyse 9 tanesi ile ilgili ne işlemler yapılacak?”

İkincisi ise “Bu iddianamede yer almayan ama aynı şekilde bebeklerin ölümüne aracılık eden ve devletin soyulmasına yol açan başka hastaneler, başka doktorlar da var mı?”

Şimdi herkes asıl başka bir soruyu birbirine soruyor: “Acaba yoğun bakımlar üzerinden sadece yenidoğan bebekler değil diğer hastalar da kullanıldı mı, gerekmediği halde çocuk ve yetişkin hastalar da yoğun bakımlara alındı ve ölümlerine yol açıldı mı, devlet bu yolla da soyuldu mu?”

Editör: Sercan Yılmaz