İstanbul'da yenidoğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ölümlerine neden olan Yenidoğan Çetesi'nin yargılamasına başlandı. Sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı, kan donduran itiraflarda bulundu. "SGK'dan daha fazla para almak için hasta 5 gün entübe kaldıysa 10 gün kaldığını yazıyorduk." diyen Taşçı, "Hasan Basri Gök hastalar için talep edilen fazla ilaçları toplayıp bana getiriyordu. Ben de satışını yapıyordum. Komisyonumuzu alıyorduk. 3 kere bu satışı yaptık. 600 liraya satıyorduk" ifadelerini kullandı.
İstanbul'da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen'in aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanık bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.
Savunmalara geçilen duruşmada ilk olarak tutuklu sanık hemşire Hakan Doğukan Taşçı dinlendi.
Verdiği ifadede şahsen yaptığı birkaç işlemi kendisinin anlattığını söyleyen Taşçı,
"Soruşturma aşamasında ifadelerimi verdim. Bazı konularda üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Özellikle ihmali davranışla kasten öldürme suçunu asla kabul etmiyorum. Sadece telefon tapelerinden hakkımda bilirkişi raporu düzenlenmiş
"Daha fazla para kazanmak için evrakta oynama yapılıyor"
Diğer sanıklardan çoğunu sağlık sektöründe birlikte çalıştıkları için tanıdığını söyleyen Taşçı, "Dava birçok eylemden oluşuyor. Birçok suçlama var. Yapılan bazı usulsüzlükler var. Sadece bu hastanelerde yapılan şeyler değil.
Ben 10 senedir bu sektördeyim. İlk işe başladığımda da sistem böyledir. Daha fazla kazanmak için evrakta oynama yapılıyor.
Bu kurumların hepsi senede 10 kere denetleniyor. Nasıl oluyor da her denetlemeden geçiyor. Sisteme bakılırsa birçok hemşirenin, sekreterin bile şikayeti vardır" diye konuştu.
Çocukların iyiliğini düşünüyormuş!
Bebek yoğun bakımlarında çoğunlukla doktor durmadığını söyleyen Taşçı, “Yıllardır bu yine böyle. Doktor olmadığında biz çocuğa müdahale etmek zorunda kalıyoruz. Ettiğimizde, ‘Neden ettin’ deniliyor. Biz o çocuğun iyiliği için müdahale ediyoruz” ifadelerini kullandı.
"Ailelerden aldığım tek kuruş yok"
İddianamedeki tapelerdeki konuşmaları sorulan Hakan Doğukan Taşçı
, “Benim ailelerden aldığım tek kuruş ücret yok. Parayı Hasan Basri alıyor. Olduğu gibi parayı Fırat Sarı’ya veriyor. O da kendi komisyonunu alıp gerisini hastaneye veriyor”
Ölmek üzere olan bir bebeğin başka hastaneye sevki ile ilgili yapılan konuşmaya ilişkin ise Taşçı,
"O hastanın sigortası yoktu. Kalp doktoru çocuğun ameliyat olmazsa yaşamayacağını söyledi. O konuşmada çocuğun acilen sevk edilmesi gerektiğini söyledim"
diyerek kendisini savundu.
Hastaneye yapılan bir denetleme ile ilgili yaptığı telefon konuşması sorulan Hakan Doğukan Taşçı,
“Eş zamanlı bir denetim oldu. Denetim sırasında ben kimseden talimat almadım. Denetim sonrası arkadaşımla yaptığım bir konuşmaydı. Ben hallettim dediğim kısım sözel olarak ikna etmeye çalıştığım olaydı. Yoksa her şey evrakta bellidir. Doktor yetersiz olduğu için hastalarla ilgili benimle konuşmayı tercih ettiler”
"SGK'dan fazla para almak için 5 gün entübe kaldıysa 10 gün yazıyorduk"
"Yoğun bakım sayılarında hep oynama yapılırdı."
"Maksimum hasta sayısı neyse evrağa da o kadar hasta olduğu yazılıyordu. Bunun her hastanede de böyle olduğunu duyuyordum. Hasta 5 gün entübe kaldıysa 10 gün kaldığını yazıyorduk. SGK’dan daha fazla para almak için
"Çöpe gidecek ilaçları toplayıp satıyorduk"
SGK’nın karşıladığı ve yenidoğan bebeklere verilmesi gereken bir ilacı sattıklarını kabul eden Taşçı, “Düşük haftalık bebeklerin kullanması gereken bir ilacı SGK karşılıyor. İhtiyacı olan hastaya vermemek gibi bir durum zaten olmadı. Onların fazlası ima ediliyordu. SGK bu ilaç için 8 bin 900 gibi para veriyor. Toplu alındığında indirim yapılıyor. Sağdan soldan bu ilaçların satıldığını duyduk. Fırat Sarı ile onu konuştuk. Sonrasında ilaçlar çöpe gitmesin diye Hasan Basri Gök hastanelerden bu ilaçları toplayıp bana getiriyordu. Ben de satışını yapıyordum. Komisyonumuzu alıyorduk. 3 kere bu satışı yaptık. 600 liraya satıyorduk”