Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi öğretim üyesi Dr. Serdar Topaloğlu bir intörn öğrencisinin ameliyata girmesine izin vermemiş; öğrencinin şikayeti üzerine rektörlük tarafından açılan soruşturma sonucunda üç ay süreyle görevden uzaklaştırılmıştı.
Dr. Serdar Topaloğlu’nun uzaklaştırma kararına karşı açtığı davada Trabzon İdare Mahkemesi tarafından önce yürütmenin durdurulması, ardından da idari işlemin iptali kararı verilmişti.
KTÜ Rektörlüğü’nün bölge idare mahkemesine taşıdığı davada, Samsun Bölge İdare Mahkemesi de istinaf istemini reddederek yerel mahkemenin kararını onayladı. Kararın gerekçesinde KTÜ Rektörlüğü’nün iddialarının, kararın kaldırılmasını gerektiren mahiyette bulunmadığı belirtildi.
Ne Olmuştu
Olay, 29 Aralık 2022'de KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi, Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde meydana geldi. İntörn doktor S.S., başörtüsü gerekçesiyle Prof. Dr. Serdar Topaloğlu tarafından ameliyathaneye alınmadığını öne sürerek dekanlığa şikayette bulundu ve arkadaşlarının yanında aşağılayıcı dille azarlandığını iddia etti. Şikayet üzerine dekanlığa bilgi veren Prof. Dr. Topaloğlu ise iddiayı reddedip, S.S.'yi başörtüsünden değil, sadece ameliyathanenin giyim kurallarına aykırı davrandığı için uyardığını savundu. Rektörlük tarafından hakkında idari soruşturma başlatılan Prof. Dr. Topaloğlu, açığa alındı.
PROFESÖRDEN YAZILI AÇIKLAMA
Prof. Dr. Serdar Topaloğlu, hakkındaki iddialara ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Yaşananları anlatan ve tanımadığı S.S.'yi ameliyata uygun kıyafetleri bulmadığı için uyardığını belirten Prof. Dr. Topaloğlu, "Kendisini daha önce tanımadığım gibi ismini dahi bilmemekteyim. Ameliyathane talimatnamesine uygun olarak ameliyathane kıyafeti giyinmediği yönündeki görüşümü kendisiyle paylaştım. Kendisini uyardıktan sonra ameliyata uygun olmayan mevcut kıyafetiyle ameliyat ekibime dahil olamayacağını aktardım. Serviste çalışan başka bir intörn doktorla yer değiştirmesini söyledim. Ameliyat ettiğim hastanın gelişebilecek enfeksiyonlara karşı korunmasında ilgili personelin ameliyathanedeki giyim kuşamı ve davranışları oldukça önem arz etmektedir. Ameliyat odasında da vakalarımın cerrahi sorumlusu olarak bu konu benim gözetimim altındadır. Ameliyat ettiğim hastanın anestezi altında bulunduğu dönemde tüm güvenliği benim sorumluluğum altındadır" dedi.
'ÖTEKİLEŞTİREN BİR DURUŞUM OLMAMIŞTIR'
Üniversitede türbanın yasak olmadığını ve kendisinin de S.S.'ye yönelik ötekileştiren davranışta kesinlikle bulunmadığını savunan Prof. Dr. Topaloğlu, "Ameliyathaneye personel girişlerini kontrol etme gibi bir yetkim olmadığı gibi mevzubahis doktor hanımı ameliyathaneden atma gibi bir yetkim de yoktur. Sadece kendi ameliyatımı yaptığım odadan sorumluyum. Bu odada yapacağım ameliyata stajyer veya intörn doktor alıp almama inisiyatifi bana aittir. Ben de takdir hakkımı ameliyat kıyafeti, ameliyat kıyafetinin temizliği ve ameliyat kıyafetinin cerrahi yıkanma şartlarına uygun olmadığını gördüğüm ve yara yeri enfeksiyon riskini arttırabileceğini öngördüğüm için almama yönünde kullandım. Olay bu şekliyle vuku bulmuştur. Kaldı ki üniversite hastanesi içinde türban takılması yasak değildir. Türbanlı doktor, hemşire ve personelimiz ameliyathane kurallarına uygun olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Önemle belirtmek isterim ki meslek hayatım boyunca kamu hizmetini ifa ederek hastalarımızın iyileştirilmesi amacına hizmet etmiş biri olarak, dil, din, ırk, mezhep ya da ideoloji farklılıklarıyla ne hastamı ne de meslektaşlarımı ötekileştiren bir duruşum olmamıştır. Kaldı ki ameliyathane kurallarına riayet edilmemesi hususu esas alınarak tarafımca ilgili arkadaşa sözlü olarak uyarıda bulunduğum gibi, kişinin başörtülü olup olmaması da şahsım adına aldığım kararda hiçbir etki taşımamıştır" diye konuştu.
'OLAY BİR ÖRTÜNME MESELESİ DEĞİLDİR'
Girdiği pek çok ameliyatta başörtülü meslektaşlarının yer aldığını da kaydeden Prof. Dr. Topaloğlu, "Bu zamana kadarki ameliyatlarım sırasında pek çok başörtülü meslektaşımla operasyonda yer aldım. Kaldı ki ayrımcı bir konuşmanın tarafımca yapılmadığını olay günü ameliyathanede yer alan diğer arkadaşlarımızın da destekleyeceği ortadadır. Olay bir örtünme meselesi değil, ameliyathane odasına ve özellikle yıkanarak ameliyata katılma koşullarını yerine getirilememesi sorunudur. Kimsenin sokakta günlük yaşamda kullandığı kıyafetle ameliyata giremeyeceği herkes tarafından bilinmekte, tüm dünya ülkelerinde de titizlikle uygulanmaktadır" diyerek açıklamasını tamamladı.