Gündem

Doktorken mühendisliğe başladı; kanser tedavisinde önemli çalışmaya imza attı

ONDOKUZ Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükriye Bilge Gürsel meme kanserinde yapay zekanın kullanımına dair çalışmasıyla adından söz ettiriyor.

ONDOKUZ Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükriye Bilge Gürsel meme kanserinde yapay zekanın kullanımına dair çalışmasıyla adından söz ettiriyor. Prof. Dr. Gürsel’i meslektaşlarından ayıran en önemli özelliği, bu çalışmayı sadece bir doktor olarak değil, aynı zamanda bilgisayar mühendisi olarak bizzat kendisinin bitirme teziyle gerçekleştirmiş olması. Gürsel, Ondokuz Mayıs Tıp Fakültesi’nde doçentken, üniversite sınavlarına yeniden girerek bilgisayar mühendisliğini kazandı. 3 yıl sonra mühendislikten yüksek onur derecesiyle mezun olurken, tıpta da profesörlüğe yükselmişti. Mühendislikteki bitirme tezinde ise, doktorluğunu konuşturdu; rahim ağzı ve meme kanserinde tedavi sonrası meydana gelebilecek nüksleri, yapay zeka ile yüzde 92 doğruluk oranıyla önceden belirleyebilen pilot bir çalışmaya imza attı. 
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği (TROD) tarafından gerçekleştirilen 15. Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi’nde en ilgi gören konulardan biri de Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükriye Bilge Gürsel’in meme kanserinde yapay zekanın kullanımına dair çalışmasını anlattığı oturum oldu. Prof. Dr. Gürsel’i meslektaşlarından ayıran en önemli özelliği ise, bu çalışmayı sadece bir doktor olarak değil, aynı zamanda bilgisayar mühendisi olarak bizzat kendisinin bitirme teziyle gerçekleştrmiş olmasıydı. Doktor bir anne babanın ikinci kızı olan Gürsel, ablası gibi tıp fakültesini kazandığında, çocukluğundan beri ilgisini çeken mühendislik, mekanik ve fizik konularından kopamadı. Bu nedenle tıpta da o alana en yakın, teknolojiyle daha içiçe olan branşlardan radyasyon onkolojisini seçti. 2019 yılında tıp alanında doçent olduğunda yeniden üniversite sınavına giren ve Ahmet Yesevi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünü kazanan Prof. Dr. Gürsel, en zor iki bölümü başarıyla bitirip, kanser alanında tıpla mühendisliği buluşturan çalışmalara götüren hikayesini anlattı.  

ÜÇ KUŞAK DOKTOR AİLENİN TEK MÜHENDİSİ
Tıp fakültesini dereceyle kazandığını, anne ve babasının kurucu üyesi olduğu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni tercih ettiğini söyleyen Prof. Dr. Gürsel, “Ablam da aynı okulu birincilikle kazanmıştı, ben de öyle. Aile mesleği gibi oldu tıp. Şimdi iki kızım da doktor, birisi asistan, küçük kızım da son sınıfta. Böyle bir ailenin içinde tıbbı bir aile geleneği olarak okuduk ama benim bilgisayara, mekaniğe, fiziğe aşırı ilgim vardı. Radyasyon onkolojisini seçmemde de zaten mühendislik ve teknolojik altyapının olması, gelişmelere açık olması, beni o branşa sonra da hatta daha derinlere gidip mühendisliğe götüren yola soktu. Kızımdan 1 sene sonra üniversite sınavına girdim. Hatta bana fonksiyonları anlattı sınava çalışırken, biraz ondan da ders aldım. Üniversite eğitimi sırasında özel ders almak zorunda kaldım bilgisayar programcılığı için. Sınıf arkadaşlarım uzaktan da olsa çok yardımcı oldular, ODTÜ fizik mezunu bir arkadaşım vardı, elektrik devrelerini anlattı. Doçentken girdim, profesörken de bitirdim.” dedi.

MÜHENDİSLİKTE DOKTORLUĞUNU KONUŞTURDU
Daha önce aldığı sayısal derslerin sayılması sayesinde 3 yılda mühendisliği bitiren ve yüksek onur derecesiyle mezun olan Prof. Dr. Gürsel, “Gündüz öğretim üyesi, gece saatlerine kadar süren derslerimiz vardı. 40’lı yaşlarımdayken, 20’lerimi yeniden yaşamış gibi oldum. Radyasyon onkolojisinde bilgisayar mühendisliği bitiren başka doktor yok Türkiye’de.2019’da girdim 2022’de bitirdim. Yüksek onur derecesiyle mezun oldum. İki proje yaptık bitirme tezi için. İkisi de sağlık alanındaydı. Biri meme kanseri, biri rahim ağzı tümörlerinde yapay zeka uygulamalarıyla yineleme öngörüsüyle ilgiliydi. Yapay zeka uygulamasıyla meme kanseri için olsun rahim ağzı kanseri için olsun birçok hasta verisi ve parametreyi topladığınızda, bu hastalığın yineleyip yinelemeyeceğini, hangi tedavileri alınca yinelemenin ne kadar düşeceğini öngörmek mümkün. Bu da benim pilot çalışmamda ortaya kondu” diye konuştu.

“YÜZDE 92 DOĞRULUK ORANIYLA BİLEN BİR YAPAY ZEKA PROGRAMI”
Bitirme projesi için gerçekleştirdiği pilot çalışmasına iki merkezden 5 yıllık takipli bin 90 kanser hastasını dahil ettiklerini anlatan Prof. Dr. Gürsel, şu bilgileri verdi: “Hastalarda yineleyen ve yinelemeyenlerin verilerini yapay zekaya öğrettikten sonra test grubunda yüzde 92 doğruluk oranıyla tahmin eden bir programdı bu. Kanser alanında moleküler, genetik, radyomik veriler gibi çok fazla parametre var. Her bir parametreye göre insan beyniyle bu öngörüyü yapmamız mümkün değil; ama yapay zeka bunu bize sağlayacak. Bu hasta çok yüksek riskli, 5 yılda yineleme riski şu kadar yüksek ya da düşük gibi verileri ortaya koyabilecek. O zaman bizim bu hasta için daha yoğun, daha agresif tedaviler önererek daha kişiselleştirilmiş tedaviler önermemizi sağlayacak böylece, o hasta için nüks riski minimalize edilmiş olabilecek.”         

“TIPLA MÜHENDİSLİK ARASINDA BİR ARAYÜZ OLABİLİRİM”
Kendisini, doktorlukla mühendislik arasında bir arayüz olarak konumlandırabileceğini söyleyen Prof. Dr. Gürsel, sözlerini şöyle noktaladı: “Sağlık verilerinin toplanması, işlenmesi, kanserdeki gelişmeler hızla artıyor; çok fazla veri var. Örneğin sadece bir hasta için 8 GB düzeyinde veri oluşuyor. Bu kadar veriyi bilgiye dönüştürmek insan beyni için imkansız. Türkiye’nin verisi de çok önemli, yüzde 97 verimizi işleyemiyoruz. Örneğin o hasta için o 8 GB’lık veri çok fazla kullanılamıyor, arşivlerde kalıyor, bilgisayarlarda kalıyor. Bunu işleyip bilgiye dönüştürmek için veri madenciliği, yapay zeka uygulamaları bizim elimiz ayağımız olacak ve o sistemin kanser tedavilerinde mutlaka kullanmanız gereken bir yöntem olacağında hemfikiriz.”(DHA)