21.06.2024 tarihinde ağabeyim Lezgin Sayık, Hakkari Devlet Hastanesi'ne kasık fıtığı ameliyatı için başvurdu. Ameliyat sırasında, safra kesesinde yırtılma olduğu gerekçesiyle ikinci bir ameliyat yapıldı. Yaklaşık 10 gün Hakkari Devlet Hastanesi'nde tedavi gören ağabeyim, 01.07.2024 tarihinde akşam saat 22.00’de "ameliyatını temizleyeceğiz" gerekçesiyle tekrar ameliyata alındı. Bu süreçte ailesinden kimseye, hatta yanında olan annesine bile haber verilmeden ameliyat gerçekleştirildi.
Ağabeyimin bilinci yerinde olmadığı halde, kendisinden imza alınarak ameliyata alındı. Bu kez, ince bağırsağında yırtılma olduğu iddia edilerek açık ameliyat yapıldı. Saat 01.00 sularında yoğun bakıma alındı ve durumu giderek kötüleşti. Biz bu durumu kabul etmedik ve ağabeyimin Van Yüzüncü Yıl Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevkini talep ettik. Şu an ağabeyim, Yüzüncü Yıl Hastanesi’nde yoğun bakımda yatmakta ve 02.07.2024 tarihinde burada da tekrar ameliyat edildi. İnce bağırsağı yana kaydırıldı ve hayati tehlikesi 15 gündür devam ediyor.
Hakkari Devlet Hastanesi'nde ağabeyimi ameliyat eden doktor hakkında suç duyurusunda bulunmak istiyoruz. Bu durumu kabul etmiyoruz ve başka insanların da bu şekilde mağdur olmasını istemiyoruz. Ağabeyimin hiçbir sorunu yokken safra kesesi delindi, ince bağırsağı zarar gördü ve şu anda yoğun bakımda yatıyor. Daha iki ameliyat daha geçirmesi gerekiyor. Bu durumu kesinlikle kabul etmiyoruz ve gerekenin yapılmasını talep ediyoruz. Ağabeyim saat 22.00’de ameliyata alındı, bilinci yerinde olmadığı halde ailesine bilgi verilmedi. Enfeksiyon var denilerek ameliyatını "temizleyeceklerini" söylediler ve bilinci yerinde olmayan ağabeyimden imza alınarak ameliyata alındı. Ağabeyim yoğun bakıma alındıktan sonra durumdan haberimiz oldu.
Biz bu durumu kabul etmiyoruz ve gerekenin yapılmasını talep ediyoruz. Hakkari Devlet Hastanesi Operatör Doktor M.T hakkında ne gerekiyorsa yapılmasını istiyoruz. dedi.
Haber Hakkari muhabiri, hastaneden bilgi alarak doktorun iddialara cevabını aldı:
Doktor şu açıklamayı yaptı:
"Resmi olarak elimde belgeleri olan hastanın, ameliyat sırasında başka bir yerini delmem imkansız çünkü tamamen farklı bir bölgede karnını açtım. Safra kesesine baktım, iyi değildi, delinmek üzereydi. Üzerinde ufak ufak delikler vardı. Hastanın eşini bilgilendirdim ve bu durumu açıkladım. Safra kesesini de alacağımı söyledim. O esnada sadece eşi vardı ve bilgilendirme yapmak için yanında küçük oğlu da bulunuyordu. Zaten kamera kayıtlarında her şey gözüküyor. Bilgi verdim, safra kesesinin çok kötü olduğunu ve alınması gerektiğini söyledim. Eşi ve çocuğunun haberi var ve onlardan izin aldım. Onlar da tamam dediler, hatta 'Hocam Allah sizden razı olsun' dediler. Bu ameliyatı yaptık ve ameliyat sonrasında akciğerde enfeksiyon gelişti. Bu tür enfeksiyonlar ameliyatlarda olabilecek şeylerdir. Eğer ben direk ameliyatla bağırsağı delseydim, hasta üç-dört gün yaşayamazdı. Hasta, yedi gün boyunca bizim serviste yattı ve bu sürede bağırsak fistül oluşmuş. Bunu yedinci gün tespit ettim. Ondan önceki tomografi ve ultrason normaldi, her şey görüntülemelerde normaldi. Eğer ameliyatta öyle büyük bir sıkıntı olsaydı, ilk yedi günde görürdüm. Yedinci gün ameliyat yerinde bir ısı artışı fark ettim ve tomografi çektim. Hastanın yanında sadece abisi vardı ve durumu ona bildirdim. 'Ben bunu temizleyeceğim ve halletmeye çalışacağım' dedim. Sonra ameliyat kararı aldık. Akşam hastayla konuştum, bilinci yerindeydi ve kameralar bunu çok net gösteriyor. Genel durumu çok iyiydi. Hastanın yanında sadece bir yakını vardı ve sonuçta tüm yakınlarına bilgi verecek durumda değildim. Hastanın yanında sadece annesi vardı ve annesi Türkçe bilmiyordu. Hemşireler aracılığıyla iletişim kurduk. Hastaya bilgi verdim, hasta kabul etti ve ameliyat için imza attı. Hastanın bilinci yerinde olduğundan, kendisinden izin almak yeterliydi. Sonuçta hastanın akli dengesi yerindeydi ve yanında okuma yazma bilen kimse olmadığı için refakatçisinden imza alamadık. Hastayı ameliyata aldık ve ameliyatı başarılı bir şekilde tamamladık. Ayrıca bu hastanın bağ dokusu hastalığı vardı, yani bu hastalık bağırsağı zayıf hale getirip yaralanma ihtimalini artırıyordu. Ameliyat sonrasında enfeksiyon değerleri düştü ve hasta yakınları bana hiçbir şekilde bir şey söylemedi. Hastanın kendisi bana 'Hocam, beni Van’a sevk edebilir misiniz?' dedi. Ben de hastayı sevk ettim. Hasta, bana herhangi bir sıkıntı yaratmadı ve kendi isteğiyle Van’a sevk talep etti. Yakınları, sevk konusunda bana bir şey söylemedi. Ameliyattan sonraki gece, hastanın durumu kötüleşmedi, sadece enfeksiyon oranı arttı. Hasta isteği üzerine ambulansla Van’a sevk ettim."
Muhabirimiz, doktora şu soruyu sordu: "Kasık ağrısı şikayetiyle gelen hastayı ameliyat ederken safra kesesini deldiğiniz iddiası doğru mu?"
Doktor şu yanıtı verdi:
"Orası benim alanım değil. Ben her ameliyata girdiğimde karın bölgesine bakarım, bir sıkıntı var mı diye. Safra kesesinde küçük apseler gördüm. Bu apseler, hastayı sıkıntıya sokabilirdi. Mikro apseler dediğimiz küçük delikler vardı. Safra kesesini delmedim, hasta safra kesesi delik şekilde Van’a gitmedi. Ben safra kesesini aldım ve bu işlemi ilk ameliyat sırasında gerçekleştirdim. İlk ameliyatta izin aldığım kişi, hastanın eşiydi. Safra kesesinin delinmesi söz konusu değil, çünkü ikisi farklı bölgede. Oraya ulaşmam imkansız.
Muhabirimiz, doktor hakkında ikinci bir hasta yakını olan kız kardeşin iddialarına göre şu soruyu yöneltti:
"Abimin ameliyat yerini temizleyeceğiz dediniz. Annem refakatçi olmasına rağmen ona bilgi vermeden abimi alıp bilinci yerinde olmamasına rağmen ameliyata aldınız ve ince bağırsağını deldiniz. Bu iddia doğru mu?"
Doktor şu cevabı verdi:
"Hastanın bilinci kapalı değildi. Servisten çıkarılırken hastaya durumu net bir şekilde söyledim. Orada fissür geliştiğini, karnını biraz açıp onaracağımı belirttim. Hasta yakını da bunu anlamadı. Ameliyatı yaptıktan sonra hastanın durumu kötüleşmedi, sadece enfeksiyon oranı biraz arttı. Hasta isteği üzerine ambulansla Van’a sevk ettim."