Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Mehmet Fatih Gök, Çorum’da sağlık idaresinin sağlıklı olmadığını ileri sürdü.
Yazılı açıklama yapan Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Fatih Gök, hem Göğüs Hastalıkları Hastanesi hem de Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşanan bazı olumsuzluklara değinerek her iki kurumun yöneticilerine ve Sağlık Müdürlüğü’ne eleştirilerde bulundu.
Açıklamasında 2 ay önce gerçekleşen yönetici atamalarına da yer veren Fatih Gök, “Yeni dönemin yöneticileri belirlenirken Çorum’daki bütün sağlık bileşenlerinin fikrinin alınarak bir çalışma yapılmasını kim liyakatli kim ehliyetli bu görevleri kim becerebilir sorularına cevap olacak kişilerin bulunmasını arzu ederdik ki maalesef bu gerçekleşmedi. Seçilen yöneticiler kime göre seçildiler neye göre seçildiler sorularının cevabını Çorum kamuoyunun takdirlerine bırakıyoruz” dedi.
Gök, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Türk Sağlık-Sen olarak her zaman liyakat ve ehliyete dayalı bir sistemle yönetici belirlenmesi gerektiğini ısrarla savunduk. Devlete sadakat millete hizmet çizgisini temel düstur olarak aldık. Bir sendikanın yöneticisi, bir derneğin mensubu, bir cemaatin üyesi gibi aidiyetlerin kamu idareciliğine atanmada asla kriter alınmaması gerektiğini de her zaman izah ettik.
Ülkemizde birilerinin adamı olup, devlete değil de başka yerlere sadakatle bağlı olanların Milletin sinesinde sinsi bir yılan gibi beslenerek Türkiye’mizi nasıl bir uçuruma götürdüklerini 15 Temmuz 2016 da çok acı bir şekilde tecrübe ettik. Bunlardan ibret alınmazsa bu tür yapılanmaların millete ve memlekete her zaman ve şartta zararının dokunacağı açıktır.
Sağlıkta uygulanan 663 sayılı KHK ile getirilen sözleşmeli yöneticilik meselesinin ilk günden beri yanlış bir yönetim modeli olduğunu söylüyorduk. Bu yönetim modelinde lisans mezuniyeti dışında hiçbir şartın olmaması liyakat ve ehliyet ilkelerini çöpe atmaktadır. Öyle ki bugün devlet memuru olmayan fakat lisans mezunu bir vatandaşımız dahi sağlık kurumlarına yönetici olabilmektedir.
İlimizde de yaklaşık dokuz aylık bir belirsizlikten sonra iki ay önce yeni dönemin yöneticileri görevlerine başlamışlardır. Yeni dönemin yöneticileri belirlenirken Çorum’daki bütün sağlık bileşenlerinin fikrinin alınarak bir çalışma yapılmasını kim liyakatli kim ehliyetli bu görevleri kim becerebilir sorularına cevap olacak kişilerin bulunmasını arzu ederdik ki maalesef bu gerçekleşmedi. Seçilen yöneticiler kime göre seçildiler neye göre seçildiler sorularının cevabını Çorum kamuoyunun takdirlerine bırakıyoruz.
Yeni dönemin yöneticileri belirlendikten sonra bugüne kadar bekledik izledik gözlemledik ve bu basın açıklamasını yapma gereğini hissettik gelinen noktada görevlendirilen yöneticilerin yaptıkları maalesef bizleri haklı çıkarttı!
Yaşananlardan hala kendine ders çıkarmamış olanlar var ilimizdeki sözleşmeli yöneticilerin sendika üyelikleri ve görevlerine bakıldığında fecaat durum ortaya çıkmakta, kamu makamları nasıl birilerinin hizmetine sunulmakta açıkça görülmektedir.
Sözleşmeli yöneticilik adı altında istediklerini göreve getirme modeli ne yazık ki Malum-Sen’e bir aparat olarak sunulmuş durumdadır. Şöyle ki Çorumdaki sağlık yöneticilerinin yaklaşık %70'i bir sendikaya mensup kişilerden seçilmiştir.
Bu mensubiyet dışında bu sendikanın eski-yeni yöneticisi, temsilcisi, temsilcisinin eşi, yani kısaca ahbap çavuş ilişkisinde olanlar koltuklara oturmuşlardır. Görevini iyi yapanları tenzih ederek bu şahısların sadakatlerini yalnızca bir gruba gösterdikleri yaptıkları icraatlarla aşikardır.
Örneğin Göğüs Hastalıkları Hastanesi sendika görünümlü bir grup tarafından yönetilmeye başlanmıştır. İlk icraat olarak hemşirelere rotasyon getirilmiş olup bu rotasyon yalnızca Türk Sağlık Sen kadın komisyonu başkanı ve Kadın komisyonu üyesi olan 30 yıllık iki hemşirenin çalışma yerleri değiştirilerek gerçekleştirilmiştir. Buradan soruyoruz 30 yıllık 2 hemşirenin görev yeri değiştirilerek hastanede ne düzeltilmiştir? Bu rotasyon 2 hemşirenin görev yeri değiştirilerek niçin bitirilmiştir?
Ayrıca aynı hastanede bir sendikanın yöneticisi, emekli olan önceki başhemşirenin veda yemeğine katılan herkesi tespit ederek yönetime gereğini yaptıracağız diye ulu orta tehditler savurarak iyi niyetli olmadıklarını ortaya koymuşlardır.
Tüm bu yaşananlar Göğüs Hastanesindeki çalışma barışını bozmuş, fedakar sağlık çalışanlarını tedirgin etmiş ve etmeye de devam etmektedir
Yukarıda bahsettiğimiz örnek gibi tüm olumsuzluklar defalarca gerekli mercilere taşınmasına rağmen herhangi bir sonuç alınamamıştır.
Çorum’umuzun güzide bir sağlık kuruluşu olan Göğüs Hastanesinde yaşanan bu kadar olumsuzluktan, personele yapılan mobinglerden personelin huzursuzluğundan sağlık il müdürü nün haberi var mıdır? Kamuoyunun taktirindedir. Haberi yoksa o da kamuoyunun taktirindedir.
Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ise sağlık çalışanları tükenmişlik sendromu yaşamaktadırlar. Yoğun iş temposu yanında eksik personelle hizmet vermeye çabalamaktadırlar. Eksiklik öyle fazladır ki 100 yeni hemşire göreve başlasa yaraya ancak merhem olacaktır. Malum-Sen in sendika temsilcisinin yöneticilik kisvesi adı altında çalışanlar üzerine yapmış olduğu keyfi uygulamalar neticesinde iş çığrından çıkmıştır. Başhekimliğin yaklaşık 400 hemşireyle yapmış olduğu toplantıda mutsuz olduklarını ve sorunlarını dile getiren hemşire arkadaşımıza meslektaşlarının alkışlarla destek vermesine karşı yönetimin tavrı ‘biz provokasyonlara gelmeyiz’ şeklinde olmuştur. Bu yaklaşım hiçbir sorunu çözmeyeceği gibi sorunları çözmek için adım atmaktan dahi uzaktır.
Mutsuz ve tükenmişlik sendromu yaşayan, eksik personelle iş yetiştirmeye çalışan fedakar sağlık çalışanlarının eş dost akraba ve arkadaşları tarafından hasta muayene randevusu alma konusundaki istekleri de sağlık sistemindeki aksaklıkların yükünü sağlık çalışanlarının üzerine yıkmaktadır.
Sağlık Müdürlüğümüzden her sağlık çalışanının kolayca evinden cep telefonundan ulaşabileceği objektif bir memnuniyet anketi düzenlemesini bekliyoruz. Bu anket sonuçları sağlık çalışanlarının durumunu apaçık ortaya koyacaktır.
Malum-Sen’in referansıyla atananların tek işi makamlarının gücünü onların üyeleşmesi için harcamak. Tek düşünceleri ve yaptıkları bu. Ne devlete ne de millete faydaları var.
Sağlık çalışanlarına sendikal tercihlerinden dolayı mobbing, hizmet ettikleri sendikaya girmeleri için baskı yapan bu yöneticilerle sağlık idaresinin sağlıklı olması mümkün değildir.
Birileri için koltuğunu kullanan makamının gücünü önlerine serenleri değil adil ve hakkaniyetli bir şekilde görevini yapan, devlete ve millete hizmet eden yöneticiler talep ediyoruz.
Bu nedenle sözleşmeli yöneticiliğin kaldırılması temel talebimizdir. Türkiye genelinde de durumun farklı olmaması bu konudaki haklığımızı ortaya koymaktadır. Hiç kimseye değil sadece devlete sadık yönetici istiyoruz.
Sendikacılık yapan sözleşmeli yöneticilere de ya sahaya inin sendikacılığınızı yapın. Ya makamınıza geçin kurumunuzu şeffaf ve adil bir şekilde idare edin. İdarecinin görevi sendikacılık değildir! Sendikacının görevi kurum idareciliği değildir! Bulunduğu mevkii ya da makamı sendikasına borçlu görüp, yürüttüğü iş ve işleyiş kapsamında her kimin pusulası adaletten şaşarsa karşısında bizi bulacaktır.”