Sezaryen sonrası vajinal doğum (SSVD), önceki doğumunu sezaryen ile gerçekleştirmiş olan gebeler ve bu gebeleri takip eden ve doğum sürecini yöneten sağlık personeli için önemli bir konudur. SSVD, hem anne hem de bebek sağlığı açısından önemli avantajlar sunabilen bir yöntem olarak değerlendirilmektedir. Dünyada ve Türkiye’de artan sezaryen oranları, SSVD uygulamalarının ve bu konuda hazırlanan rehberlerin önemini artırmıştır. SSVD, dikkatli bir değerlendirme ve yönetim gerektiren bir süreçtir. SSVD yapma kararı, sadece gebenin ve fetüsün sağlık durumu ile karar verilebilecek bir durum değil aynı zamanda doğum yapılacak sağlık kuruluşunun altyapısı, sağlık personelinin deneyimi ve önceki doğum koşulları gibi birçok faktöre bağlıdır. Birçok kılavuzun üzerinde fikir birliğine vardığı planlı SSVD, daha önce tek bir alt segment uterin kesi ile sezaryen doğum yapmış kadınların çoğu için klinik olarak güvenli bir seçenektir (RCOG, 2015; NICE, 2013; ACOG, 2019; Cunningham, 2010; Guise, 2010). Gebelere SSVD’nin avantajları ve riskleri hakkında güncel ve anlaşılır bilgi vermek seçimlerini etkileyecektir. Yapılan tıbbi çalışmaların ve bilgi birikiminin artması sonrasında hazırlanan uluslararası kılavuzlar ve standartlar, SSVD’nin uygulanabilirliğini ve güvenliğini artırmak amacıyla geliştirilmiştir.
Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum (SSVD) Klinik Protokolü Yayımlandı
Sağlık Bakanlığı Normal Doğumu destekleme çalışmaları kapsamında, Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum (SSVD) Klinik Protokolü Yayımladı.
Bunlar da ilginizi çekebilir