Sağlık sektöründe en çok şiddet gören birimlerin başında 112 acil sağlık çalışanları yer alıyor.
Hem şiddetle burun buruna olmak hem de hareket halindeki ambulansta görev yapmak riskleri artırıyor.
Geçen ay ambulans kazasında iki acil tıp teknisyeni hayatını kaybetti. Biri ise ağır yaralandı. Her yıl ambulans kazalarında birçok personel ya hayatını kaybediyor yada yaralanıyor. Halen geçmiş yıllarda kaza yapıp yatağa bağımlı onlarca acil sağlık çalışanı var. İki gün öncede İstanbul'da 112 çalışanları bir petrol istasyonu içinde meydan dayağı yediler. Ülke geneli ise her gün ağır küfürler eşliğinde çalışmaya çalışıyorlar.
İnsanların evlerine, oturma odalarına, banyolarına, yatak odalarına kadar girip hayat kurtarmak için çabalayan acil sağlık çalışanları her türlü taciz ve saldırıya açık haldedir. Kim eşini, kızını yada annesini böyle bir şartta çalıştırmak isterki. Hemde üç kuruş teşvik ücretine.
Geceleri sarhoş taşıyan 112 acil ekipleri gündüzleri yüksek katlardan hasta taşımaya mahkum. 112 de çalışanlar arasından bel ve boyun fıtığı giderek yaygınlaştı.
Kendini birdenbire kavga, bıçaklama, silahlı çatışma içinde bulan 112 çalışanlarını Allah'tan başka koruyacak bir mekanizma yok. Polis ve jandarma çoğu zaman olay bittikten sonra geliyor.
24 saatlik nöbette bin kilometre yol kateden ekipte var, 24 Saatte 17-18 vakan yapan ekiplerde var. Durmadan dinlenemeden çalışan ekipler yemeklerini ambulansın içinde hareket halinde yemek zorunda bile kalıyorlar.
Son 5-6 yıldır sisteme yeni/sıfır ambulans alımı çok az olduğu için eski , yıpranmış , kliması arızalı, sedyesi sıkıntılı ambulanslarda hizmet veriliyor.
Yapılan işe göre alınan ücret ise tam bir trajedi. Normal sağlık personeli ne maaş alıyorsa aynısı alan 112 çalışanları, hastane acil servisinde çalışan meslektaşından 3 kat daha az teşvik alıyor. Bu adaletsizlğin biran önce sona erip hastane acilinde yada yoğunbakımda ne kadar teşvik alınıyorsa 112'ye de aynısı verilmelidir.