Hem 5434 sayılı Kanunda hem de 5510 sayılı Kanunda Vazife Malûllüğü düzenlenmiştir. Ancak, biz 5510 sayılı Kanun çerçevesinde konuyu açıklamaya çalışacağız.

5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinde; "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlar için aşağıdaki hallerde vazife malûllüğü hükümleri uygulanır. 25 inci maddede belirtilen malûllük; sigortalıların vazifelerini yaptıkları sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana gelen kazadan doğmuş olursa, buna vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malûlü denir." hükmüne yer verilmiştir.

Yine bu maddede; "Vazife malûllüğü aylığı, vazife malûllerinden itibari hizmet süreleri eklenmek suretiyle bulunacak prim ödeme gün sayısı toplamı;

a) 10800 güne kadar olanlara 10800 gün üzerinden,

b) 10800 günden fazla olanlara, toplam prim ödeme gün sayıları üzerinden,

en son prime esas kazancı esas alınmak suretiyle 29 uncu maddeye göre hesaplanacak aylıklara, malûllük derecelerine göre aşağıda yazılı oranlarda ayrıca zam yapılmak suretiyle bağlanır:

Malûllük Derecesi / Zam nispeti

1 ........................./ % 30

2........................../ % 23

3 ........................./ % 15

4 ........................./ % 7

5 ........................./ % 3

6 ........................./ % 2"

hükmüne yer verilmiştir.

Görüleceği üzere, en basit ifadeyle bir günlük hizmet süresi olan bir memurun vazife malülü sayılması halinde 30 yıl üzerinden emekli aylığı bağlanacaktır. Sağlanan başka haklara hiç girmek istemiyoruz.

Bu nedenle Sosyal Güvenlik Sisteminde duygusallıkla ve konjoktürel heyacanlarla düzenleme yapılmaz ve yapılmamalıdır. Eğer duygusallıkla hareket edilirse sonuçlarına ülke ve gelecek nesiller olarak katlanmak zorunda kalırız.
Ayrıca, COVİD-19 sürecinde sağlık çalışanlarının katlandığı sıkıntılar ve katlandıkları fedakarlıklar saymakla bitmez. Ancak, bu durum Sosyal Güvenlik Sisteminde duygusallıkla hareket edilmesine sebep olamaz. Zaten şartları sağlayan sağlık çalışanları vazife malülü sayılmaktadır. Eğer sistemde sağlık çalışanlarına yönelik esnemeler sağlanırsa başka personellerin de benzer talepte bulunmalarının önüne geçilemez. Zaten çok büyük açıkları olan SGK bu açıkları döndüremez hale gelir. Kaldıki vazife malüllüğünde meslek ayrımı yapılamaz. Çünkü, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı davranışlar birçok soruna sebep olacaktır.

Sonuç olarak vazife malüllüğündeki esnekliği Sosyal Güvenlik Sisteminin kaldıramayacağını düşünüyoruz. Elbette sağlık çalışanlarına fedakalıklarının karşılığı verilmelidir. Ancak, yöntemin bu olmadığını düşünüyoruz. İnşallah konu 3.600 Ek Gösterge çıkmazına dönmez.

sgk rehberi

Editör: TE Bilisim