Türk Tabipleri Birliği (TTB) Hukuk Bürosu’ndan Av. Özgür Erbaş’ın hazırladığı “Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Yapılan Değişikliklerin Kronolojisi: Yıllara Yayılmış Bir Cinayetin Anatomisi” başlıklı rapor yayımlandı.
Raporda Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte Mart 2002’de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliği’nde bugüne dek yapılan ve her biri çok sayıda madde değişikliğini içeren 45 düzenleme ayrıntısıyla incelendi. Henüz ilk değişiklikte TTB’nin asgari ücret tarifesinin uygulanacağına dair hükmün metinden çıkarılmasının önemli bir gösterge olduğu belirtilen raporda, ilerleyen yıllarda yapılan değişiklikler şöyle özetlendi:
Hastane niteliği olmayan ve olması için gerekenler de yapılmayan binaların hastane olarak kullanılması için sürekli erteleme, hastanelerin sahip olması gereken kadroların altında hekim ve sağlık çalışanıyla çalışmasını sağlayacak ertelemeler, hekimlerin kadrosuz ve güvencesiz birden fazla hastanede ve hatta farklı illerde çalıştırılmasının önünün açılması, hastanelerde bulunması zorunlu görüntüleme ve laboratuvar hizmetlerinin satın alınmasının önünün açılması, denetimin niteliğinin düşürülmesi, tespit edilen aksaklıkların yaptırımının idari para cezasına dönüştürülmesi, sağlık hizmeti alanında idari kolluk faaliyetinden el çekilmesi, yaptırımların hizmetin gereklerine uygun nitelikte belirlenmemesi…
Özel Hastaneler Yönetmeliği’ndeki değişikliklerin TTB Kanunu’nda yapılan değişiklikler ile birlikte okunması gerektiğinin de altı çizilen raporda; TTB’nin denetim ve iş tevzi yetkisinin elinden alınması ile hekimlerin birden fazla yerde çalışmaları halinde yaptırım uygulanmasına ilişkin hükümlerin kaldırılması örnekleri verildi.
Raporun sunuş bölümünde şu ifadelere yer verildi:
“Sermayenin kayrıldığı ancak hastaların ve hekimler başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının haklarının yok edildiği istikrarlı bir tercihin söz konusu olduğu açıkça görülmektedir. Nihayetinde hastaların haklarının korunması için özel hastane sahibi olmak isteyenlerin katlanması gereken yük sermayenin omuzlarından alınmıştır.
(…)
Gelinen aşamada, Sağlık Bakanlığı’nın düzenleyici işlemleriyle yaratılan ortamdan beslenenlerin ‘çete’ olarak anılması ile yetinilmesi, tespitin eksik kalmasına neden olacaktır. Neoliberal sağlık politikasının mekanizmasının, neyi nasıl yaptığının anlaşılması için tercihlerinin görünür hale gelmesi gerekmektedir.”
Raporun tamamı için tıklayın.