İstanbul'da Yenidoğan çetesine yapılan operasyon kapsamında aralarında doktor, hemşire, 112 ACİL Servis çalışanlarının da bulunduğu 47 şüpheliden 22'si tutuklanmıştı.
Savcıya suikast tehdidi: Kim için yapıldığı ortaya çıktı
Bebekleri özel hastanelerin Yenidoğan servislerine yönlendirerek, haksız kazanç elde eden ve bebeklerin ölümüne neden olan
çeteye operasyon yapan savcı Yavuz Engin makamında ölümle tehdit edildi. Bu tehdidin nedeni, kapatılan Birinci Hastanesi yoğunbakım sorumlusu hemşire Tuğçe Toptemel'in serbest bırakılması içindi.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü suçlar soruşturma Savcısı tarafından yürütülen soruşturmada milyarlarca liralık vurgun ve birçok cinayet ortaya çıkarıldı.
Makamına kayıt cihazı yerleştirildi
Cumhuriyet savcısının ihbarı üzerine harekete geçen Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, savcının kişisel verilerine ve ailevi bilgilerine, yakınlarının özel bilgilerine, yaşadıkları yerlere ilişkin bilgilerin ne şekilde sızdırıldığına dair araştırma yapılması talimatı verildi. Teknik ve fiziki takip yapılırken şüpheliler savcı ile görüşme talebinde bulundu.
Olayın delillendirilebilmesi amacıyla teklif kabul edildi ve cumhuriyet savcısının makamına kayıt cihazı yerleştirilerek görüşme kayıt altına alındı.
Bu görüşmede Mustafa Kemal Z. tarafından cumhuriyet savcısına açık şekilde ölüm tehdidi iletildi.
“Sadece seni koruyarak olmaz, markete giden eşini, camiye giden babanı, çocuklarını da korumak lazım, bu adamlar devlet için yurt dışında operasyon yapan adamlar, sokakta mermiye kafa atacak 500 adamları var, içeridekileri sal, benimle fotoğraf çekip paylaş sana hiç kimse dokunamaz"
dedi. Tehdit eden şüpheliler cumhuriyet savcısının odasından ayrıldıktan sonra yapılan fiziki takipte Mustafa Kemal Z.’nin Baki Ç., Yavuz Ç. ve İ.K. ile bir araya geldiği de kayıt altına alındı.
Çete üyeleri birbirine düştü
Kendisini müsteşar olarak tanıtan Mustafa Kemal Zengin, yanındaki avukat Aylin Arslantatar ile birlikte savcının makamında savcıya ölüm tehditleri savururken,
"Bu kişiler Papa suikastını yapmış kişiler"
dediği ve tutuklandıktan sonra da
"Sokakta çok güçlüler, savcıyı öldüreceklerdi, uyarmak istedim"
dediği şüpheli otoparkçı kardeşlerin de Mustafa Kemal Zengin'i suçladığı ortaya çıktı.
Çelik kardeşler ifadelerinde, Mustafa Kemal Zengin'in savcıyı tehdit ettiğinden haberleri olmadığını söyledi.
Yavuz Çelik ifadesinde serbest bırakılması için Mustafa Kemal Zengin ile görüştüğü Tuğçe Toptemel'in üvey kızı olduğunu belirterek,
"Tuğçe'yi annesiyle birlikte okuttuk, hemşire oldu. Tuğçe, tutuklanmadan yaklaşık iki yıl kadar önce Beylikdüzü ilçesinde Özel Birinci Hastanesi'nde çocuk (pediatri) yoğun bakım ünitesinde hemşire olarak çalışmaya başladı. Yaklaşık 2-3 ay kadar de önce tarihini tam hatırlayamıyorum, içeriğini bilmediğim sağlık kuruluşlarıyla ilgili yapılan operasyonlarda gözaltına alınarak tutuklandı. Daha sonra Mustafa Kemal Zengin ile karşılaşmamızda kızımın tutukluluğundan bahsettim. Kendisi bana 'Kaç yıldır tanışıyoruz, yardımcı olmak isterim, sen Tuğçe'nin bilgilerini ve dosya numarasını ver' dedi. Ben de verdim. Konuşmalarından avukat çevresinde araştıracağını zannettim. 'Ben sana haber vereceğim' dedi. Bu görüşmeden yaklaşık 10-15 gün sonra Mustafa Kemal zengin otoparka geldi ve oturduk. Bize kızımız Tuğçe’nin dosyasını araştırdığını, yakın zamanda ek ifadesinin alınacağını ve serbest kalabileceğini söyledi. Fakat bu bilgiyi kimden nasıl aldığını söylemedi. Ben de Tuğçe’nin avukatı ve sevgilisi Mustafa Gür’ü çağırdım, durumu anlattım. Kendisi de bana buna anlam veremediğini, çünkü ek ifade vermek için itirafçı olması gerektiğini, zaten Tuğçe’nin bu dosyada en masum kişi olduğunu ve suçsuz olduğunu ek ifade gerektirecek bir durumun olmadığını söyledi. Aracına binerek otoparktan ayrıldı."
"Savcı hakkında hiç konuşmadık"
Baki Çelik ise ifadesinde
"Mustafa Kemal Zengin 2,5 ay kadar önce kardeşim Yavuz Çelik ve bana emekli hakim ve savcı tanıdıkları olduğunu, avukatlık yaptıklarını, işlerin de iyi olduğunu, emniyette gözaltında bulunan Tuğçe Toptemel dosyasını onlara verebileceğini söyledi. Fakat ben bu teklifi kabul etmedim, Tuğçe Toptemel'in erkek arkadaşı avukat olduğundan dosyayı kendisinin takip ettiğini söyledim. Ben savcının kim olduğunu bilmiyorum, Mustafa Kemal Zengin ile savcı hakkında hiç konuşmadık. Büyükçekmece Adliyesi’ne hiç gitmedim. Mustafa Kemal Zengin’in Savcının odasında benim ismimi ne maksatla kullandığını, neden böyle bir yalan söylediğini bilmiyorum. Bir savcının makamında tehdit edilemeyeceğini, herhangi bir tutuklunun tehdit ile tahliye edilmeyeceğini gayet iyi biliyorum. Mustafa Kemal Zengin’in Cumhuriyet Savcısı‘na benim ismimi kullanarak bahsettiği siyasi parti yöneticileri ile alakalı sözleri tamamen asılsızdır, hiçbir siyasi partiye üyeliğim yoktur."