Anamur Devlet Hastanesi’nde yoğunbakım sertifikasına sahip “hemşire”, şahsi telefonundan aranarak, “evrak biriminde zarfının olduğu, alması için hastaneye çağrılması üzerine evrak kayıt birimi görevlisi, hemşireye “idari hizmetler müdürünün yanına uğraması gerektiğini, ondan sonra kendisine zarfı vereceğini” söylemiştir.
Hemşire, evrak biriminde görevli olan kişinin, kendisini, idarecilerle karşı karşıya getirme amacında olduğunu düşündüğünden, o esnada hiçbir idareciyle görüşmeden, yalnızca belgesini almak istemiştir. Hemşire, “bu konu için beni kimse aramadı, belge almam için beni aradınız, belgemi alıp gitmek istiyorum” demiştir.
Hemşire, evrak birimine girdiğinde, orada çalışan kişi, “yoğun bakım sertifikası olup olmadığını” sormuştur. Hemşire “yoğun bakım sertifikası olduğunu” söylemiştir. Bu kişi, “o zaman kendi topuklarına sıkmışlar” demiş ve hemşire de, YALNIZCA “evet” yanıtını vermesi üzerine, “olayın geçtiği esnada orada olmayan” Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü ve Başhekim Yardımcısı ve evrak kayıt birimi görevlisi tarafından hazırlanan tutanak, imzalanmıştır.
Soruşturma aşamasında Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü ve Başhekim Yardımcısının ifadeleri de alınmaksızın, muhakkik tarafından hazırlanan soruşturma raporu üzerinden “uyarma cezası” verilmiştir. Uyarma cezasına karşı yapılan itiraz da, Mersin Valiliği İl Disiplin Kurulu tarafından reddedilmiştir.
Genel Sağlık İş Sendikası tarafından, Mersin 2. İdare Mahkemesi’nde “uyarma cezasının” iptali istemli dava açılmıştır.
Mersin 2. İdare Mahkemesi’nde açılan davada yapılan yargılama sonucunda, “Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının “Evet topuklarına sıktılar deyimini amirlerine karşı kullanması” yönünden yapılan tespitin … tutanakta yer aldığı, bahse konu tutanağın Sürekli İşçi …, Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü … ve Başhekim Yardımcısı … tarafından imzalanmasına rağmen soruşturma kapsamında davacının amirleri pozisyonunda bulunan … ve … ifadelerine başvurulmadığı, öte yandan İdari ve Mali Hizmetler Müdür Yardımcısı …'in de olaya ilişkin ifadesinin alınmadığı görülmekte olup, böylelikle soruşturmanın usule uygun bir şekilde gerçekleştirilmediği anlaşılmaktadır. Zira, davacının uyarma cezasına dayanak alınan fiillerine şahit oldukları belirtilmesine karşın soruşturma sürecinde anılan 3 kişinin de (…, … ve …) ifadesinin alınmadığı ve soruşturmanın eksik bir şekilde tamamlandığı görülmektedir.
Bu durumda, davacı hakkında isnat edilen fiillere ilişkin olarak tanık ifadelerinin alınması, lehte ve aleyhte olan tüm bilgi ve belgelerin toplanması suretiyle düzenlenecek sağlıklı ve objektif bir disiplin soruşturma raporu sonrasında işlem tesis edilmesi gerekirken, aksi hareketle tesis edildiği görülen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” denilerek, DAVA KONUSU “UYARMA CEZASININ” İPTALİNE KARAR VERİLMİŞTİR.
Kararı değerlendiren Sendikamız Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Dr. Derya Uğur “Üyemizin hiçbir kusuru bulunmamasına rağmen kendisi hakkında haksız bir disiplin soruşturması başlatılmış; hiçbir şekilde soruşturma usullerine riayet edilmeksizin tutanak altında imzası bulunanların olay anında orada olup olmadığı araştırılmadan, bu kişilerin ifadeleri alınmadan üyemiz hakkında uyarma cezası verilmiştir. Fakat Genel Sağlık-İş, üyesinin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde uyarma cezasına maruz bırakılması karşısında sessiz kalmamış, HUKUK MÜCADELESİNİ SONUNA KADAR VEREREK, haksız bir şekilde verilen uyarma cezasını iptal ettirmiştir.
Üyemiz hakkında haksız ve keyfi bir disiplin soruşturması başlatarak, üyemizi haksız ve hukuka aykırı bir şekilde uyarma cezası ile cezalandıran idareye sesleniyoruz:
Genel Sağlık-İş üyelerini, keyfi ve hukuka aykırı disiplin cezalarıyla YILDIRAMAZSINIZ! İSTİFAYA ZORLAYAMAZSINIZ!
Üyelerimizi mobbing baskısı altında TUTAMAZSINIZ!
Üyelerimize karşı yapılan haksız ve hukuka aykırı tüm işlemlerde, karşınızda GENEL SAĞLIK-İŞ’i bulacaksınız!
Üyemizin hiçbir kusurlu eylemi bulunmamasına rağmen üyemizi salt mobbing baskısı altında tutmak, Sendikamızdan istifaya zorlamak için verilen UYARMA CEZASININ İPTALİ YÖNÜNDEKİ Mersin 2. İdare Mahkemesi’nin kararı, büyük bir hukuki kazanım olup, bu kararı, tüm sağlık emekçilerine armağan ediyor, bu kararın alınmasındaki yoğun ve özverili çalışmaları nedeniyle Hukuk Müşavirlerimize teşekkür ediyoruz.”