Sendika Başkanından Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürüne Övgü Sendika Başkanından Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürüne Övgü

Geçtiğimiz Temmuz ayında kamu sağlık çalışanlarının mali ve sosyal hak kayıpları ile mobbing ve şiddet olaylarına yönelik muhatapların dikkatini çekmek üzere sendikamız tarafından bir günlük iş bırakma eylem kararı almıştık. Eylem kararımız içerik olarak bu şekilde olmasının dışında kapsam olarak da acil servisler, acil ameliyatlar, doğumhane, diyaliz, acil sağlık hizmetleri, onkoloji, kemoterapi ve hematoloji gibi birimler kapsam dışı bırakılmıştı.

Anayasal bir hakkın uygulanması noktasında sendikamız tarafından yapılan çağrı geniş bir karşılık bulmuş ve yurt genelinde birçok kurumda sağlık çalışanı arkadaşlarımızın yoğun katılımı ile gerçekleşmişti. Ancak bugün idareci olan lakin bu görevleri bittiğinde yine emek tarafında olacak kanun tanımaz bazı idareciler “iş bırakma eylem kararımızı” çarpıtarak, birkaç arkadaşımız hakkında “greve katıldıkları” gerekçesi ile soruşturma açtılar. İdarelere olan güvenimizi sarstılar. Memurun grev hakkının olmadığını bile bile…. Aslında kendileri de açtıkları soruşturmanın ve verdikleri cezanın yargı eli ile bozulacağını biliyorlardı. Nitekim bugün açtığımız davalardan ilki sonuçlandı, haklılığımız Mahkeme tarafından tescil edildi. Verilen ceza iptal edildi.

Ek ödeme yönetmeliğini bir sopa gibi kullanan idareler tarafımızca ayrıca Danıştay’a taşıdığımız yine Anayasa Mahkemesi tarafından da iptal edilen yönetmeliğin ilgili maddesi çerçevesinde kesintiye uğrayan ek ödemelerin de ilgiliye ödenmesine yönelik kazanım sağlanmış oldu. İnşallah Danıştay ilgili dairesinde ki davayı da kazanacağız.

Sendika olmanın gereği öğle yemeği saatinde maksimum on dakika yazılı metini okumakla olmuyor. Sendika özelde üyesine, genelde iş kolundaki tüm kamu görevlilerine yönelik eylemler yapar. Bu sendikacılığın doğasında vardır. Açlık sınırının üzerinde, yoksulluk sınırının altın da ücret alan geçim mücadelesi veren emekçileri görmezden gelerek sendikacılık yapmak sendikacılık değildir. Sataşmak, eleştirmek, beklentilerin dışında işlerle hemhal olmak, market, kreş v.b. gibi işleri kovalamak inanın sendika üyelerine ve üye adaylarına bir konfor, getiri sağlamıyor. Kaybeden sağlık çalışanlarıdır, kaybeden emekçilerdir.

İşte ocak ayı geldi çattı. Yedinci dönemde evirip çevirip mevzuyu kamu hakem heyetine atanlar % 15’e imza attılar. Bugün hangi arkadaşımız % 50 zam aldığını ifade edebilir. % 15’in üzeri enflasyon farkıdır ve enflasyon farkı bir zam değildir.

Biz sendikalar olarak şiddet olaylarına susacaksak, mali ve sosyal hak kayıpları karşısında susacaksak, biz çağın yönetici hastalığı olan ve son zamanlarda maalesef idareci arkadaşların birbirleri ile yarıştıkları bir hale dönüşen mobbing uygulamaları karşısında susacaksak, görevleri başında katledilen ve Şehit dahi sayılmayan sağlık emekçilerinin vefatları karşısında susacaksak ne zaman duygularımızı, beklentilerimizi ve irademizi ortaya koyacağız.

İsveç’in Nato’ya katılımının vetosu ne kadar önemliyse, aziz Şehitlerimiz için rahmet okumayan imama sahip çıkmanız sizce ne kadar önemliyse, temsil (!) ettiğiniz kitlenin kayıpları ile ilgili de gür bir sesle beklentilerinizi dile getirmeniz en az bunlar kadar önemli. İdarelerle dirsek teması kurup tüm sendikaların eylem kararı aldıkları günlerde almış olduğunuz eylem kararlarınızı iptal ederek ancak size yakışacak yeni bir söylemle askıda eylem ile diğer sendika üyeleri hakkında soruşturma açılmasını sağlamak ancak ali önder oyunları ile olabilir. Çok şükür ki bağımsız Mahkemelerimiz verdiğiniz cezaları sizlere hukuk dersi vererek iptal ediyor.

Her cümlenizi Devlet sevginizle kuruyorsunuz, her cümlenizi de hak üzerine bitiriyorsunuz. Vakti zamanın da konuyu yargıya taşıyacağımızı ve kurumun gereksiz yere vekâlet ücreti ve dosya masrafları ödemek durumunda kalacağını ifade etmiştik. Nerede vatan sevginiz, nerede hak üzerine kurduğunuz cümlelerin karşılığı.

Kamu idarelerine tavsiyemiz sendikalara ve üyelerine yönelik iş ve işlemler öncesi Anayasa, kanunlar, uluslararası antlaşmalara aykırı yaptıkları her davranışı taşıyabildiğimiz her platforma taşıyacağız, bağımsız Türk Yargısı da bunların başında gelecektir.

Togan DEMİRCAN

Demokratik Sağlık Sen

Genel Başkanı

Editör: Sercan Yılmaz